Geçen hafta, birinciliğin neden önemli algılandığına ya da önemliymiş gibi pazarlandığına dair bir tartışma başlatmıştım. Daha doğrusu benim amacım tartışma olmasa da hafta içinde gelen telefonlarla ufak çaplı bir tartışma fikir alışverişleri yaptık. İşin özünde birincilik reklamlarının tüketicileri yakalama konusunda sınırlı bir etkiye sahip olduğunu konusunda uzlaştık.
Ama söz konusu reklamlardan vazgeçmek ise neredeyse imkansız çünkü, bu reklamların büyük bir bölümü, bir anlamda yan dükkana hava atmak için yaptığı çalışmalar.
“Biz bu işi iyi yaparız…”
Peki bu “iyi”liğin somut bir terazisi var mı?
Çok satmak tek başına yeterli mi?
Öyle yöneticiler var ki kendi reklamları olsun diye satışları inanılmaz bir şekilde yükseltip, bayi güçlendirecek, satış sonrasını sağlamlaştıracak, marka sadakatini artıracak adımları atmak için gereken kaynakları, saf satışa aktarıyor.