Otomotiv sektörü hakkında yaklaşık 20 yıldır yazıyorum. Meslek hayatımın büyük çoğunluğunda otomotiv sektörü üzerine yazı, haber ve yorumlar yaptım. Ama hakikaten şu anda içine girdiğimiz dönem kadar karışık bir döneme rast gelmedim.
Jeopolitik olaylar, iç siyaset, erken seçim söylentileri, artan cari açık, inşaatla büyüme çabası… Tüm bunların bir sonucu olarak da zaptedilemeyen döviz kuru. Sadece ekim ayında 4.18’den, 4.45’lere yükselen bir kurdan bahsediyoruz. Bu artışın binek otomobil fiyatlarına yansımaması mümkün değil. Yani başka bir deyişle önümüzdeki dönemde araç fiyatları yeniden zamlanacak.
Bu zamları fazla hissedilmemesi için de firmalar yine kendi karlarından vazgeçerek kampanya silahını çekecek.
Bu tam bir kısır döngü aslında. Ekonominin bir türlü reel sektör kaynaklı büyüyememesinden kaynaklanan kırılgan yapı, sürekli artan dış kaynak ihtiyacı, lokomotif sektör otomotivin geleceğe güvenle bakmasının önündeki engellerden bazıları.
Bu tabloyu ortaya koyuyorum ama çok net bir şekilde söylemek istiyorum ki kısa dönemde ani bir düşüş beklemiyorum.
Sadece, belirsizliği kaldıracak bir ortamın sağlanmasıyla birlikte otomotivin bugün geldiği noktadan birkaç adım daha ileri sıçraması temennisini taşıyorum.