Herkes yerli otomobil konusunda daha doğrusu bir gecede
Türkiye’nin Otomobili şeklini alan proje konusundaki fikirlerimi
soruyor. Bu konuda babayiğitler açıklanmadan önce, projenin
tamamına ilişkin düşüncelerimi yazdığım için detaylara girmek için
biraz daha bekleme kararı aldım. Ben farklı bir konu
var Türkiye çok uzun yıllar sonra tüm dünyada büyük ilgi
ile izlenen lakin ülkemizde kimsenin yerinde izlemediği bir
organizasyona ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Dünya Ralli
Şampiyonası’nın bir ayağı yeniden Türkiye’ye döndü. Önümüzdeki
eylül ayında tüm dünyada en az Formula 1 kadar hatta bazı yerlerde
F1’den çok daha fazla takip edilen bu şampiyonanın önemli bir
bacağı Marmaris’te gerçekleştirilecek. Yaklaşık 15 gün önce bu
yarışın bir provası niteliğindeki Marmaris Rallisi’ni izleme imkanı
buldum ve bir kez daha anladım ki Türkiye’de bu işler maalesef
körler sağırlar birbirini ağırlar deyimine cuk oturuyor. Maalesef
denenip başarısız olunan yöntemlerin tekrarıyla yeniden başarı
sağlanacağını düşünen bir yapı mevcut. Yaklaşık 10 yıl kadar önce
WRC ve F1 Türkiye’ye ilk geldiğinde kopan fırtınalara hala aklımda.
Şu kadar milyar dolarlık tanıtım yapıldı gibi hiçbir analitik ölçü
kavramı ile tartılamayacak, içi boş lafl arla şişirilen ve daha
sonra da bu lafl arın doldurmasıyla yelkenlerin devlet desteklerine
açıldığı bir ortamın başarılı olmadığı gerçek.
Elimizdeki tüm dünya organizasyonları gitti/kaçtı/gelmiyor. Gelmeme
sebebinin ardında ise çok net olarak söylüyorum, yarışların
Türkiye’deki ayaklarının, organizasyonun marka değerine negatif
etki yapması yatıyor. Az seyirci, düşük lisanslı ürün...