FETÖ darbe kalkışımının üzerinden 1 yıl
geçti.
Kabus gibi bir geceydi.
...................
İstanbul Maçka St. Regis Hotel’in terasında Demet Sabancı
Çetindoğan’ın bir daveti vardı.
İçeri girdiğimde “köprünün Anadolu’dan bu tarafa geçişini tank ve
askerlerin kapadığı” haberi geldi.
Kaynak CNN Türk’tü.
Önce “darbe” hiç aklıma gelmedi.
“Terör operasyonu olmalı” diye düşündüm.
Ama...
Biraz sonra “Ankara üzerinde jetlerin alçaktan uçmaya başladığı”
haberi gelince işgillendim.
Gerçi bunca ileri elektronik teknolojiyle izlemelerin
yapılabildiği, hatta bir Genelkurmay Başkanı’nın “Kandil’dekilerin
nefeslerini bile dinliyoruz “ diyebildiği şu çağda kimsenin ruhu
duymadan bir askeri ihtilalin hazırlanıp uygulamaya geçilmesi
mümkün görünmüyordu ama yağan haberler “darbe ihtimaline” ağırlık
kazandırıyordu.
Demet hanımın daveti başında bulunduğu STK’nın Türkiye’yi tanıtım
amaçlıydı. Bütün dünyadan davetliler vardı.
Çinli, Japon, özgün sarıklarıyla Hintliler, Afrikadan siyahiler,
rengarenk yerel giysileriyle kadınlar...
Onlara “darbe kalkışımı var, otellerinize dönmeniz gerekiyor” demek
çok zor olmadı da asıl zorluk gitmeye razı etmekti.
Terasta harika İstanbul manzarası...
Anadolu’nun çeşitli lezzetlerinin sunulduğu büfeler.
Ellerinde kadehlerle “biz buradan darbeyi izleriz” diyorlardı.
O ara otelin genel müdürü alı al, moru mor geldi.
Asmalı Mescit’teymiş.
Taksi bulamamış bir motorsikletliye rica edip arkasına atlamış,
zorlukla gelebilmiş.
“Bu sorumluluğu alamayız, konuklar otellerine, burada kalanlar da
odalarına geçmeli” diyerek bilinçli tavrını koydu.
Ben de doğrudan gazeteye...
FETÖCÜLERİN
İŞİ
O ara artık kalkışımın rengi belli olmuştu.
TSK’ya sızmış, yıllarca örgütlenmiş, generalliğe kadar gelmiş
üniformalı Fetöcülerin işiydi.
Hepimiz tepkiliydik.
Bütün siyasi parti milletvekilleri Meclis’te toplanmışlar, “direniş
kararı” almışlardı.
Siyasi parti liderleri de “kesin tavır” koyan açıklamalar
yapıyorlardı.
TSK’nın darbeye katılmayan generalleri de “bu hain kalkışımı”
yolunda demeçler veriyordu.
Fakat bu arada gelen haberler kaygı vericydi.
Genelkurmay Başkanı, bazı komutanlar Fetöcü darbeciler tarafından
alınmış Mürtet üssüne götürülmüştü.
TRT işgal edilmiş, kendilerine “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” adını
veren cunta TRT spikerine, zorla “idareye el koyduk” bildirisini
okutmuştu.
DÖNÜM
NOKTASI