ABDULLAH Öcalan henüz yakalanmış değildi.
1990’lı yıllarda PKK’nın Bekaa Vadisi’ndeki kampında o zaman
çalışmakta olduğum SABAH gazetesi için röportaj yapmıştım.
Abdullah Öcalan “İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde bilinçli
olarak eylem koydurtmadığını” söylemişti.
Nedenini ise -hatırımda kaldığı kadarıyla mealen- şöyle
açıklamıştı:
“TC üstümüze geliyor. Gelecek elbette. Ama duvara sıkışırsak işte o
zaman büyük şehirlerde eylem koyarız. Dozunu göreceli olarak
tırmandırırız.”
.........................
TEK tük istisna dışında Öcalan’ın İmralı yaşamından sonra da PKK
onun bu kuralını sürdürdü.
Büyük şehirlere eylemleri küçük viteste kaldı.
7 Haziran’dan sonra “özerk bölgeler” iddiasıyla, kırsaldan
şehirlere sarkmakla beraber gene de Güneydoğu’ya odaklandı.
........................
IŞİD mi, PKK mı şu satırlar yazılırken bilinmiyordu.
Henüz bir örgüt tarafından üstlenilmiş değil.
Ama...
Sabiha Gökçen Havalima-nı’ndaki patlamalar “PKK eylemi” kuşkusunu
üretti.
Diyarbakır / Sur, Hakkâri, Cizre, Mardin güneydoğu yerleşim
alanlarında yürütülmekte olan “büyük operasyona” tepki mi?
Milliyet’in istihbarat servisinin edindiği izlenimlere göre
“patlamaların havan atışı olduğu” gibi değerlendirmeler
yapılmakta.
“Havan kullanmak” IŞİD’in şehir eylemlerinde uyguladığı bir yöntem
değil.
Genellikle “bomba” ve “canlı bomba” eylemleri koyuyor.
PKK özellikle Güneydoğu kırsalında ve son zamanlarda kentlerinde,
ilçelerinde “havan ateşi” açmakta.
İstanbul’a koca havan topu getirebilir mi?
Artık hepimiz biliyoruz ki...
“PKK, ağır silahları parçalar halinde geiriyor ve kullanılacağı
yerlerde monte ediyor.”
Böyle bir yöntem kullanmış olması mümkün.
Tabii, olay tam aydınlatılmış, patlamaların nedeni kesinlikle
saptanmış değil henüz.
Bunu da ihtiyat payı olarak kenara yazalım.