IŞİD’in Diyar-bakır’daki hücre evine baskını Türkiye
coğrafyasını altına koyulmuş “mayını” gösteriyor.
“Barış sürecinde” PKK’nın, son yıllarda IŞİD’in meydanı boş bularak
Türkiye’ye “infaz” hazırlıkları / terörün altyapı çalışmaları ne
yazık ki engelsiz sürdü.
“Nasıl da safmışız” söylemi “mazeret” olamaz.
Çünkü...
Devlet “saf” olamaz.
Milletin vergisinden milyarlarca ödenek alan MİT dahil güvenlik
örgütleri ve onları yöneten siyasi iktidar oraya “saf” oldukları
için getirilmiş değillerdir.
Ne siyasi iktidarı ne ona bağlı güvenlik ve istihbarat örgütlerini
bu meşum hazırlıkları “göz yummakla” suçlayamam.
“Saflıkla” da...
Burada “siyasi mühendislik hesap hataları” var.
Gerek...
İç politikada “İmralı-Kandil-Ankara” üçgenindeki çözüm
görüşmeleri...
Ve gerek...
“Esad’ın birkaç hafta içinde çökeceği ve Şam’da cuma namazı
kılınacağı” yolundaki “naif” inanç...
Sanıyorum...
“Tek gözün görmediği” ama “diğer gözün vizyonuyla” siyasete yol
haritası çizildiği bir “engelli” sendromuyla yapılan “hesap hatası”
ile karşı karşıyayız.
Ne yazık ki...