Güvenlik konu-larında ciddi derinliği olan Metin Gürcan “İntihar
bombacısı, o yeleği giymişse, mutlaka patlatacaktır. Bunu yapmak
için şartlanmıştır” dediğinde bir tiyatro söylemini hatırladım.
“Eğer sahnede bir tabanca varsa, patlayacaktır.”
Ankara’da 100’e yakın canımızı yitirdiğimiz patlamalar da kanlı bir
sahne değil miydi?
Üstelik...
Oyun değil yüreklerimizi dağlayan gerçek.
BİLYE KEŞFİ
GÜRCAN’a kafamı bir süredir meşgul eden soruyu yönelttim.
“İntihar bombacısının giydiği yelekteki veya sırt çantasına konmuş
patlayıcıyı algılayabilecek bir teknoloji yok mu?”
Ne yazık ki yokmuş.
Eskiden intihar bombacılarının son anda vazgeçmeleri olasılığına
karşı uzaktan kumandayla yani telsiz ya da cep telefonuyla patlatma
seçeneği tercih edilirmiş.
Ancak...
Frekans dağıtıcı / bozucu “jammer” düzenekleri devreye girince
vazgeçilmiş.
İntihar bombacısı, kablolarla bağlı olan patlayıcıyı tek bir
hareketiyle infilak ettiriyormuş.
Peki...
Ya patlayıcı içindeki çelik bilyeler?
Onları detektörlerle saptamak mümkün.
Örneğin...
Miting alanına girecek olanların hepsi tarayıcı kapıdan
geçirilerek.
Fakat...
Bu pratikte yararlı değil.
O kapıdan yüz metre sonra gider, yolun başka bir yerinden
kalabalığın içine girebilir.