Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel seyahatinden “AB ile devam” işaretleri geldi.
Olumludur.
Osmanlı’dan başlayarak 200 yıla yakın süredir reformlar rotasında Avrupa var.
“Modernleş- me” yolculuğunda geriye doğru bakılırsa önemli kazanımlar olduğu gerçeği görülür.
Sadece “modernleşme” değil “var olma” gibi temel sorununda da Batı blokunda yer almak Türkiye’nin Rusya’nın (eski adıyla Sovyetler Birliği) “yayılmacı” siyaset ve emellerine set çekmiştir.
....................
Moskova İkinci Dünya Savaşı sonlarında Çarlık Rusya’sının “ılık denizlere açılma” yol haritasını benimsemişti.
Türkiye’den “boğazları” istiyordu.
Eşimin babası merhum Faik Zihni Akdur Rusya’yla bunalımlı yıllarda Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi’ydi.
Özel sohbetlerimizde üzerimize dev gibi eğilen Sovyetler Birliği’nin ağır baskılarını dinlerdim.
Bitmek bilmeyen istekler ve buram buram tehdit kokan “notaları” vermek için Sovyetler Birliği’nin -değişmez- Dışişleri Bakanı Molotof, Faik Zihni Bey’i sabaha karşı 3’te, 4’te çağırırmış.
Sırf “tedirgin” etmek, Moskova Büyükelçiliği’nden Ankara’ya gönderilecek raporlarla “gerilimi” sürdürmek için.
Büyükelçiliğin duvarları “dinleme böcekleriyle” doluymuş. Çalışan Rus hizmetliler ise “KGB ajanı...”
Büyükelçilik müsteşarını Faik Zihni Bey iş konuşmaları yapmak için Moskova’yı çevreleyen ormanlara götürürmüş ki dinlemelerden kurtulabilsinler.
.....................
İşte o baskıların tavan yaptığı sıralarda Türkiye NATO üyeliğine kabul edilmiştir.