En son yazacağımı başından kayda geçireyim.
“CHP’de genel başkana rağmen kazan kaldıranın şansı olmaz.
Nokta.”
Hemen “Bülent Ecevit, CHP’nin Atatürk’le birlikte kurucusu olan
İsmet İnönü’yü devirip Genel Başkan seçilmişti” itirazının
geleceğini biliyorum.
Ancak...
Yazının başındaki “genel başkana rağmen” ifadesini bir kez daha
vurguluyorum.
Ve...
“Ecevit’in genel başkanlığa 1965’ten itibaren bizzat İnönü
tarafından hazırlandığı” gerçeğini anlatmakta fayda görüyorum.
‘ORTANIN SOLU’ ECEVİT’İN YOLU
YIL 1965...
İsmet İnönü’nün başkan olduğu CHP seçimlere gidilirken ilk kez
liderinin ağzından “ortanın solundaki parti” diye kamuoyuna
sunuluyor.
Büyük bir tartışma...
Seçimleri daha henüz 38 yaşında olan Süleyman Demirel’in Adalet
Partisi (AP) kazanarak tek başına iktidara geliyor.
CHP içindeki tartışma büyüyor.
CHP’nin “dehaları” diye anılan Prof. Turan Feyzioğlu, Emin Paksüt
ve Coşkun Kırca’nın başını çektiği, sayıları hiç de az olmayan
milletvekilleri “Yenilginin sebebi ortanın solu sloganıdır”
iddiasını gündeme taşıyorlar.
İsmet Paşa ise “CHP kimliğinin ortanın solu olması gerektiği”
görüşünde ısrarlıdır.
Feyzioğlu ve arkadaşlarının karşı tavır almaları sürecinde bir
önceki dönemin Çalışma Bakanı olarak yıldızı parlayan Zonguldak
milletvekili Bülent Ecevit bir grup milletvekili ve Mülkiye
cuntasıyla İsmet Paşa’nın boşalan çevresini dolduruyor. “Ortanın
solu” hareketini sahipleniyor. (Mülkiye cuntası Ecevit’in yanında
yer alan Mülkiye’li öğretim üyeleri Prof. Turan Güneş, Doç. Haluk
Ülman, Doç. Deniz Baykal ile bir kısım Ankara Siyasal Bilgiler
Fakülteli akademisyenler grubuna verilen isimdi.)