ÖNCE şu gerçeğin altı “koyu siyah” çizilmeli:
“Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı tavır, Rusya’nın değil, Putin’in tepkisidir.”
Ankara’da, Rusya Başkanı Putin’in yaşam öyküsü, o öyküdeki “kara delikler”, Putin psikolojisinin “yapı taşları” ne kadar incelendi, hangi tanımlar yapıldı, hangi teşhisler kondu, bilmiyorum.
Ama...
Kesin olan şu ki Rusya’nın “uçak olayından” sonraki her tavrında Putin kararı, yöntemleri, parmak izleri oldu ve olacaktır.
.........................
Putin’i anlatan “Yüzü Olmayan Adam-Putin” kitabının son sayfasını da bitirdikten sonra edindiğim izlenime göre o “soğuk yenen yemek” diye adlandırılan bir intikamcı.
Asla unutmayan ve mutlaka “karşılığını fazlasıyla veren” ama bunu doğrudan ve sıcağı sıcağına yapmayan bir yöntemi var.
Hatta...
Bazen, darbeyi indirdiği hedefteki kişi ya da kurum “bunun Putin’den geldiğini” bile fark etmiyor.
Bu son olaydan sonra gene Putin yöntemleriyle karşı karşıyayız.
..........................
Krizin daha ilk anında akla ilk gelen neydi?
“Doğal gaz vanalarını kapatacağı...”
Değil mi?
Hayır...
Bunu yapmazdı ve yapmadı.
Çünkü...
Sadece Türkiye’ye değil Avrupa ülkelerine de enerji veriyor.
İlk sürtüşmede vanaları kapatırsa Rusya’nın ticari ilişkilerinde güvenilmez olduğu kanısı çok zarar verici olabilirdi.
Ayrıca uluslararası hukuk kurumlarında mahkum da olabilirdi.
Vanalar zaten kendi elinde.