Bugün arife...
Ramazan Bayramı’nın simgesi “şekerdir.”
Yürekten “kansız, gözyaşısız, şeker tadında bayram günleri”
diliyorum.
Hatırladığım kadarıyla, hiç “eski bayramlar” gibi “nostalji”
yazıları yazmadım.
Bugün içimden geldi.
.....................
Çocukluğumda heyecan arife öncesi başlardı.
Çarşıya gidilir, bana ve kız kardeşime “bayramlık yeni giysiler”
alınırdı.
Benden 9 yaş büyük olan ablam Sevgi artık genç kızlık çağına
geçtiği için ona “bayramlık giysi kontenjanı” yoktu.
En sevdiğim, “yeni ayakkabılar” olurdu.
Birkaç kez yeni ayakkabılarımı başucuma -yastığımın yanına- koyarak
uyumuşluğum vardır.
Sonraları öğrendim ki çoğu çocuk aynı şeyi yaparmış.
Ama...
Utanır mıydık ne, arkadaşlarımızla paylaşmazdık.
......................
Babam öyle beş vakit namaz kılacak kadar Müslümanlığın ritüellerini
tam yerine getiremezdi.
Cuma namazlarına da gitmezdi.
Zaten “bankacı” olduğu için zamanı da el vermezdi.
Bu arada “akşamcı olmamakla beraber” alkol kullanırdı.
“Sosyal içiciydi” denebilir.
Ama...
Bayram namazına mutlaka giderdi.
.......................
Bayram sabahı erkenden kalkılır, daha da bir çeşitlenmiş kahvaltı
masasında bir araya gelirdik.
Herkes tertemiz, biz çocuklar da yeni giysilerimiz içinde
olurduk.
Sonra...
Erkenden yola çıkılırdı.
Artık hayatta olmayan aile büyüklerinin mezarlarına ziyaret yapar,
dua okur, çiçek bırakırdık.
Bu iş erkenden bitmeliydi ki hemen eve dönelim...
Çünkü...
Dul olan anneannem bizimle kaldığı için ailenin en büyüğünü ziyaret
etmek ve bayram sofrasında yer almak geleneğimiz vardı.
Anne tarafım Boşnak...
O gün mutlaka Boşnak böreği yapılırdı.
Boşnak tatlılarının yanı sıra ortak ağız tadımız “evde pişirilmiş
kaymaklı ekmek kadayıfı” idi.
Hem anneanne, anne ve babamızdan hem de yemeğe gelen akrabalardan
aldığımız “bayram harçlıklarıyla” ceplerimizi doldururduk.
“Çata pata, balonlar, çikolatalar” için harcardık.
Sonra...
Uçurtma faslı...
“Uçurtmaların kenarına jilet takıp, diğerlerinin iplerini kesmek
uğraşıyla” geçerdi saatler.
Bazen de dönme dolaplara, salıncaklara da giderdi paramız.
Konuklar akşam yemeğine de kalırlardı.
Çok yakın akrabalarda gece yatısına.
Tam cümbüş...
........................