Önce...
Şunu belirte-rek başlayayım yazıya...
Eşim Canan’la “resmi nikâhın” yanı sıra “dini nikâh da yaptık” diye
yazdım ama aslında bu fikir tamamen bana ait.
Babam ve annem şaşırdılar.
Çünkü nişan yüzüklerini Celal Bayar takmış...
DP’lilerdi. (Demokrat Parti)
Ama ben bütün ailede tek “DP’li olmayan, CHP’ye yakın”
bireydim.
Bizim ailede “dini nikâh kıydıran” tek birey de ben olacaktım.
Kayınpederim eski Büyükelçi ve Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri
Faik Zihni Akdur da eşi İkbal Hanım’la “dini nikâh”
yaptırmamış.
Eşim Canan eğitiminin 1 yılı hariç tamamını yurt dışında
yapmış.
Lozan Hukuk Fakültesi’ni bitirip geri gelmiş.
Yani...
“Dini nikâh” deyince olsa olsa bildiği “kiliselerde kıyılan
nikâh...”
Kısacası, bu dini nikâhı iki tarafın ailesinin garipseyen ama net
karşı çıkarak beni kırmamaya özen gösteren anlayışıyla “dini nikâhı
bizim evde, bir hoca çağırarak” kıydırdık.
Sonra da Belediye Başkanı adına görevli memurun huzurunda resmi
nikâh.
İnancı olan fakat bunu “Atatürk devrimleri çizgisinde, laik
ilkelere kesin bağlı olarak” yaşamıma yansıtan bir vatandaşım.
“Dini nikâha”, elbette kesinlikle ve mutlaka “resmi nikâh” şartıyla
taraftar olduğumu söyleyebilirim.
VE KARŞI OLDUĞUM
ŞEY
Zihniyetimi hiç sansürsüz yukarıdaki satırlarımla açtıktan sonra
“müftülere resmi nikâh kıyma yetkisi veren yeni yasa tasarısını”
hiç benimsemediğimi hatta “çok sakıncalı bulduğumu” altını çizerek
belirtiyorum.
Gerekçelerim şöyle:
Devlet görevinin, dini alanla sınırlarının bu alanda kalkacağı
endişesini duyuyorum.
1926’dan bu yana 100 yıla yakın süredir (91 yıldır) tıkır tıkır
işleyen resmi nikâh kıyma görevi neden ortada hiç sebep yokken
müftülere veriliyor?
Efendim, “Belediyelerde gün ve saat almak için yığılma
oluyormuş...”
“Müftü-lükte” yığılma olmayacak mı?
Belediye Başkanı adına “onun tayin ettiği memur” nikâh kıyıyor.
“Müftü de imamları görevlendirecek.”
...................