HDP’li bazı milletvekilleri, haklarında hazırlanan fezlekelerle “topun ağzında” gibiler.
Bu bağlamda bir tatsız anıyla başlayayım yazıma...
.......................
DEP milletvekilleri Meclis’ten apar topar -adeta koparılarak- alınmışlardı.
Orhan Doğan’ın polis tarafından başına bastırılarak otomobile bindiriliş fotoğrafı hâlâ hafızalardadır.
Hiç de tasvip görmemiştir.
Olayın şekil hukukunu yaralayan ayrıntılarına -fazla- girmiyorum. Sadece şu kadarı bile yeterli.
Başsavcılığın bildirimi -henüz- olmaksızın, polis inisiyatifiyle Meclis kulislerinden alınmaları...
Başta Hasan Korkmazcan olmak üzere milletvekillerinin “Meclis bu kez asker değil, polisin kuşatmasında” gibi tepkileri...
Hakkında başka iddialar nedeniyle fezlekeleri bulunan DEP milletvekilinin, kürsüye çıkıp kendini savunma hakkını kullanamadan alınıp götürülmesindeki ciddi hukuk tartışmaları...
........................
Ankara cezaevinde, mahpus DEP milletvekilleriyle Kanal D için yaptığım haftalık “DURUM” programında konuşacağız.
Ziyaretçilerle camların arkasından telefonla konuşulan “görüş odasından” başlıyor ilk DEP milletvekiliyle göz temasım.
Leyla Zana ile karşılaşıyoruz.
Tanışmamıştık ama birbirimizi biliyoruz. Selamlaşıyoruz.
Usulen “Nasılsınız” diye soruyorum.
Ellerini iki yana açıp ortamı ve durumunu özetleyen üç kelimeyle cevaplıyor:
“İşte... Gördüğünüz gibi...”
.......................
Cezaevi müdürünün odasına alındım.
Arkadaşları adına Orhan Doğan geldi.
Üstünde bir eşofman, ayağında beyaz spor pabuçları...
Müdür ve odadaki -hatırladığım kadarıyla- savcı, Doğan’a karşı naziktiler.