Cadılar kazanı fokur fokur...
Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel “Türkiye’nin talep ettiği önemli
miktarda silah satışının askıya alındığını” açıkladı. Başbakan
Merkel -göreceli- aralıyor kapıyı: “Tamamen yasaklamaya karşıyım.
Talepler ayrı ayrı değerlendirilmeli...”
NATO müttefiki olduğumuz Almanya “Sana silah satmam” tavrını
koyarken ABD’den de hayli olumsuz bir açıklama:
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü “Türkiye’nin Rusya’dan S400
füzeleri alması NATO savunma sistemine aykırıdır” dedi. Ardından
Pentagon (Savunma Bakanlığı) da aynı yolda bir açıklama yaptı.
NATO ülkeleri silah vermiyorsa, kapıları kapatıyorsa Türkiye’nin
savunma ihtiyacını başka kaynaklardan karşılaması bir
seçenektir.
NATO silah sistemleri kodlarıyla S400’ler uyuşmuyorsa, o zaman
NATO’nun bu ihtiyacı karşılaması gerekir.
Ayrıca...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumaları hakkında kararın yanı sıra
onlar için ısmarlanan silahların da verilmeyeceğinin açıklanması...
Zarrab davasında dönemin bakanını da içine alan genişleme ve bu
kapsam genişlemesinin daha da büyüyeceği yolundaki fısıltılar
Türkiye için kazan kaynatıldığı kuşkularını veriyor.
..............
Birkaç gün önce bu köşede “Türkiye-ABD ilişkileri ciddi ama henüz
vahim değil” diye yazmıştım.
Satırlarımda Haber Türk’ün Washington Temsilcisi değerli kardeşim
Serdar Turgut’un analizlerine de göndermeler vardı.
Serdar ABD’nin nabzını iyi tutan, tecrübeli gazetecidir.
Bir örnek vereyim...
ABD Başkan seçimlerine daha aylar varken ve Trump kum torbası gibi
dövülürken Serdar iddialara girmişti.
“Kesin Trump kazanacak” diyordu.
Gerekçesi de iddialıydı.
“Ben ABD halkını iyi tanıyorum.”
Dün de Serdar benim yazıma gönderme yapmış.
Güneri Bey sağ olsun, benden de alıntı yaptığı yazsını şu sözlerle
bitirmiş: “Türkiye-ABD ilişkilerinde durum ciddi. Ancak hâlâ
‘vahim’ değil gibi.”
Mutlaka bildiği bir şey vardır, ama benim Washington’da gördüğüm
kadarıyla Türkiye-ABD ilişkileri “vahim” durumda maalesef.
Amerikan sisteminin hangi bölümünü alırsak alalım Türkiye mutlaka
sorunlu.
1- Kongre’de Türkiye dostu insan ortada kalmadı gibi.
2- Ortada sanki yargı sistemi kullanılarak Türkiye’ye bir operasyon
yapılıyormuş görüntüsü var. (Zarrab davası)
3- Trump yönetimi Türkiye’yi resmen müttefik olarak tanımlasa da
artık bizi ortak olarak görmüyor gibi davranıyor. (Hasım görenler
bile var)
4- Amerikan medyası en sağından en soluna kadar Türkiye’ye karşı
tavır içinde.
Bunlar benim yorumlarım değil, objektif bir tespittir.
Amerika’yla şu anda konuşurken üzerinde anlaşabileceğimiz tek konu
“Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nde yapılacak referandum” üzerine gibi
görünüyor.
Ancak tam değil. Çünkü Amerika bizim gibi referandumun kendisine
değil sadece zamanlamasına karşı.
Zamanlamada anlaşırlarsa Türkiye aleyhine sonuçlara yol açsa bile
referanduma desteğini verecek.
...............
ABD’ye gittiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan eğer Trump’la görüşmesinde
ilişkileri olumluya dönüştürebilirse, 2 ülkenin, bölgenin de
yararına olur