Dış politikada 2 fay kırılma hattı Türkiye’yi bugünlere
itti.
.....................
1- ABD’nin 2’nci Irak silahlı operasyonu Türkiye üzerinden
gerçekleştirme planı 3 Mart tezkeresinin Meclis’ten geçememesiyle
engellenmiş oldu.
Oysa...
ABD’ye AK Parti iktidarı bütün yeşil ışıkları sonuna kadar
yakmıştı.
ABD Güneydoğu’da, Irak’a Kuzey’den girişe gerekli lojistik ikmal
istasyonları için araziler, binalar kiralamıştı. Deniz’den silah,
mühimmat ve asker çıkartmak için Mersin Limanı’nda alt yapı
yatırımlarıyla kapasite genişletmişti.
Savaş gemileri oylama gününe kadar Mersin açıklarında
bekletiliyordu.
Tezkere TBMM’ye takılınca, harekât güney Irak’tan yapıldı.
Kuzey’de ise Kürt yönetimleri ABD’nin “stratejik ortağı” statüsüne
sıçrama yaptırıldı.
Artık Kuzey Irak Kürtlerinin Türkiye’nin yanı sıra ABD nezdinde
“eşitler arasında birincilik” önceliği olmuştu.
3 Mart tezkeresi kabul edilseydi ABD harekâtı Kuzey’den
(Türkiye’nin Güneydoğu’sundan) yapılacaktı.
Kuzey Irak’ta stratejik ortak olarak Türkiye silahlı kuvvetleri
sahayı tutacaktı.
Belki de değil çok büyük olasılıkla Kandil’in ışığı
üflenebilecekti.
Kuzey Irak’taki “kırmızı çizgi” açıklamaları önce pembeye, sonra
yeşile dönüşmeyecekti.
Bugün, Türkiye’nin Güney’inde PKK’nın omurgasını oluşturduğu Suriye
sınırı boyunca uzanan kantonlar zinciriyle -adı konulmamış- PYD
konuşulmayacaktı.