Kennedy suikastından sonra dul eşi Jacqueline Kennedy, Sovyet lideri Kruşçev’e bir mektup göndermişti.Sovyet liderine, eşinin cenaze törenine özel bir elçi gönderdiği için teşekkür mektubunda Jacqueline Kennedy şöyle yazıyordu: “Siz ve o düşmandınız, ancak dünyanın yok edilmemesi gerektiğine dair bilinçte ve kararlılıkta müttefiktiniz.”Mektubun sonundaki şu satırları alkışlıyorum:“Kocamı rahatsız eden tehlike, savaşın büyük adamlardan çok küçükler tarafından başlatılabilmesiydi.Büyük adamlar özdenetim bilincine sahipken, küçük adamlar bazen korku ve gururdan etkilenirler.”
Ukrayna ve Küba
Bu mektup öncesini anlatayım.
Ukrayna nedeniyle bugün ABD ve Rusya arasında yaşanmakta olan büyük krizin bir benzeri de Ekim 1962’de “Küba füze krizi olarak” tarihe geçmiştir.
O günlerde de “nükleer savaş” ürpertileri yaşanırken 26 Ekim 1962’de dönemin Sovyetler Birliği lideri (şimdiki Rusya) Kruşçev ABD Başkanı
J. F. Kennedy’ye “gizli” bir mektup yazmıştı.
Şu pasaj bugünün liderlerine de sorumluluk ve bilgelik dersleri veriyor:
“Bay Başkan, savaş düğümünün bağlandığı ipin uçlarını şimdi ben ve siz çekmemeliyiz.
Çünkü…
İkimiz ne kadar çok çekersek, düğüm
o kadar sıkı bağlanır.
Ve bir an gelebilir.
Çözmeye, onu bağlayan bizlerin bile gücümüz yetmeyebilir.
O zaman düğümü kesmek gerekir ki bunun ne anlama geldiğini ikimiz de biliyoruz. Düşünmek ve dile getirmek bile istemiyorum.”
Mektubun yazıldığı sırada Rusya’nın Küba’ya nükleer füzeler yerleştirmesi nedeniyle ABD bu ülkeyi denizden ablukaya almıştı.
Rusya’ya da bir ültimatom vermiş, “füzeler kaldırılmazsa Küba’yı işgal edeceğini” bildirmişti.
Deneyimli ve “akil” bir devlet adamı olan Kruşçev “işin nükleer savaşa gidebileceğini” hissederek Kennedy’ye yazdığı bu sağduyulu mektupla çözüme kapı aralamış oluyordu.