Başkan Trump’ın omurgası PKK olan SDG’ye (Suriye Demokratik
Güçleri) “ağır silahlar verilmesi kararına” onay imzası atmasıyla
ortalık karıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington’a gidişinin hemen
öncesi gerçekleşen bu “Beyaz Saray hamlesi” görülüyor ki
“Erdoğan’ın Kuzey Suriye Kürtleriyle ABD’nin ortaklığına
itirazlarının tümüyle önünün kesilmesi” hedeflenmiş.
Buna diplomaside “fait accompli (oldubittiye getirmek)” denir.
Beyaz Saray’da Erdoğan - Trump görüşmesinde artık “bundan sonrası”
konuşulacak.
Türkiye’ye “bu ağır silahların bize karşı kullanılmayacağı”
güvencelerini masaya koyacak Trump.
......................
Türkiye - ABD ilişkilerinde şu yaşamakta olduğumuz kriz bir ilk
değil.
Daha önce de büyük, hatta, “Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra
ABD’nin TSK’ya silah ambargosunda” olduğu gibi uzun krizler
yaşandı.
ABD Kongre’sinde “Ermeni soykırımı karar oylamaları” da “krize
gebelik” halleriydi.
Bunların hepsinin aşılmasında Türkiye’ye en büyük katkı
-Amerika’daki gücü tartışılmaz- “Musevi lobisinden” gelmiştir.
......................
Bir örnek vereyim...
Türkiye’nin yetiştirdiği büyük işadamlarından Musevi kökenli Jack
Kamhi, her defasında Ankara’ya çağrılırdı.
Ondan “ABD’ye gitmesi ve Amerika’daki Musevi lobisini devreye
sokarak çözümü sağlaması için katkı” istenirdi.
Türkiye’nin bazı başbakanlarının çalışma masalarında Kamhi’nin
Amerika dönüşü “görüşmelerini, izlenimlerini ve tavsiyelerini”
yansıtan raporları görmüşümdür.
Gerçek bir yurtsever olan Kamhi “hayatını anlattığı kitabında” bu
bağlamda ilginç anılar yansıtır.
Anılardan biri en güçlü Musevi lobisinin başkanı tarafından
Kamhi’ye söylenen şu sözdür:
“ABD bayrağında gördüklerinin dışında bir yıldız daha vardır.
Görünmez fakat bilinir. O yıldız İsrail’dir.” (ABD bayrağındaki
yıldızların her biri ABD’nin eyaletlerinden birini temsil
eder.)
Bayraktaki “İsrail yıldızı” görünmezdir ama “Washington’da en
etkili olanıdır.”
Bu kural hiç değişmez.
Son olarak Trump Başkan seçilir seçilmez “İsrail, ABD’nin milli
politikasıdır” dedi.
Her şey bu kadar açık.
.....................
Ortadoğu haritası yeniden çizilmekte.
ABD yeni harita için bütün ağırlığını Trump’ın “İsrail, ABD’nin
milli politikasıdır” söylemi ekseninde koyuyor/koyacak.
Türkiye, bu gerçeğin bilinciyle dış politika yaparsa, o rüzgârı
arkasına alırsa kendi yararına çözümler üretmekte bu kadar
zorlanmaz.
İsrail devletini dünyada tanıyan ilk devlet Türkiye’ydi.
İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası ve Faşist İtalya tarafından
Avrupa’daki “Yahudi sürek avında 6 milyon Musevi fırınlarda
yakılırken, işkenceden geçirilirken” Türkiye’de bir tek Yahudi’nin
parmağı bile kanamadı.
Avrupa’daki Türk diplomatları yüzlerce, belki binlerce Musevi’yi
Nazi ve Faşist kasaplardan kurtardı.
Başta Almanya olmak üzere Avrupa’dan kaçan bilim adamlarına Türkiye
kapılarını, üniversitelerini açmıştı.