IŞİD’e hava operasyonu doğru zamanda ve iyi düzenlenmiş bir
“karşı tavırdır.”
Türkiye’nin büyük devlet olarak “suyuna tirit” birkaç top mermisi
savurmak ve “güvenlik toplantıları” ile yetinmesi mümkün
değildi.
F-16’ların sadece Türkiye semalarında kalarak hedefleri vurması
ise hem “uluslararası hukuk” gereğiydi ve iyi düşünülmüştür, hem de
pilotlarımızın ustalığını göstermiştir.
İlk saldırının IŞİD’den gelmiş olması da TSK’nın karşı tavrını
“meşru savunma” ve “mukabele-i bin misil” legal çerçevesine
oturtmuştur.
Aynı zamanda...
Bundan sonra IŞİD’den gelebilecek yeni saldırıların karşılıksız
kalmayacağı hatta misliyle karşılık alacağı mesajıdır.
“Caydırıcı” karakterdedir.
Tabii rasyonel düşünebilenlere.
O nedenle IŞİD için gene de geçerli olmayabilir.
Operasyonun hiç “sızıntı” olmadan gerçekleştiği hissediliyor.
Tabii...
Jetlerimiz Diyarbakır hava üssünden kalkmadan önce ilgili ülkelere
yapılan “bildirim” gerçekten gizli kalabilmişse ki öyle
görünüyor.
Bunun bir işareti de şöyle:
Açıklamalara göre vurulan hedeflerde bazı IŞİD yöneticileri de
varmış.
Elbette “bütün bunlar yaşanmasa, bombalama zorunluğu dayatmasa,
cinayetler işlenmese, canlı bombalarla kıyımlar, vandal infazlar
yapılmasa” diye düşünüyoruz.
Fakat...
Bu belalı coğrafya ne yazık ki kanla beslenenleri üretebiliyor.
........................
Hava harekâtıyla eşzamanlı olarak karada, kentlerde de güvenlik
güçlerinin operasyonları “tamamlayıcı” önemde.
Sadece IŞİD değil...
Diğer şiddet örgütlerine de baskınlar yapıldı.
Türkiye coğrafyasına yaygın çok adresli bu baskınların da ani,
gizli olması etki katsayısını yükseltmiştir sanıyorum.
“Caydırıcı” mı?
Göreceğiz.
Dileriz ki öyle olsun.
Çünkü polisin ve istihbaratın bildirimlerine göre özellikle
Kandil’den “sokakları hareketlendirmek” çağrısı bekleniyor.
Zaten...
Kandil’in kendine yakın olarak gördüğü tabana “Öz savunmanızı
yapmalısınız” mealindeki çağrıları yapılmış bulunuyor.
IŞİD’in Suruç’taki katliamla yarattığı tepki rüzgârlarını da
arkasına alarak 6-7 Ekim modelinde bir “kalkışım” başlatmak
hedefleniyor anlaşılan.
.........................