Önce... “İhtiyat payını” koyalım.
İngiltere’deki son seçimi hatırlayalım.
Kamuoyu araştırmalarına göre İngiltere’deki gazetelerin hepsi “iktidardaki Muhafazakâr Parti’nin sandıktan tek başına hükümet kuracak çoğunluğu çıkaramayacağını, seçim sonrasında koalisyonun göründüğünü” yazıyordu.
Ama...
Gerçek bir sürpriz yaşandı.
Muhafazakâr Parti bir kez daha sandıklardan “tek başına iktidar” çoğunluğunu çıkardı.
Olay “İngilizlerin koalisyondan korktukları ve istikrarı seçtikleri” diye yorumlandı.
Türkiye’ye 7 Haziran seçimlerine dönelim.
.....................
7 Haziran seçim sonuçları, “başkanlık sistemine” kapı açar mı?
AK Parti’nin tek başına 367 milletvekili çıkarması “alt limittir.”
En az 367 ile Meclis’ten başkanlık sistemine göre inşa edilmiş yeni bir anayasayı geçirebilir.
Ancak...
Hiçbir kamuoyu araştırması AK Parti için böyle bir sayıyı öngörmüyor.
367 ve yukarısı “yüzyılın sürprizi” olur.
.....................
Bir başka seçenek...
AK Parti’nin başkanlık sistemine dayalı yeni anayasayı Meclis’te oylatıp referanduma götürebilmesi için de en az 330 milletvekiline ihtiyacı var.
Kamuoyu araştırmalarında AK Parti’ye bu şans da görünmüyor.
Yani...
330 ve yukarısı da “büyük sürpriz” diye görülmeli.