Türkiye’nin “Bağımsız Kürdistan Referandumu” sonrası için “yol
haritası” seçeneklerinden biri ağırlık kazanmakta.
“Resmi açıklama” yapılmış olmamakla beraber, “kara kalem
eskizlermiş” hissini veren şöyle bir “olasılığa” işaret edeyim.
.......................
Türkiye’nin 1924 ve 1926 anlaşmalarına dayanarak Kuzey Irak’a tek
başına alacağı kararla TSK’yı sokması uzak ihtimal.
Allah korusun, oradaki Türkmenlere kıyıma kalkışılması gibi bir
çılgınlık yaşanırsa orası artık “hukukun bittiği yerdir.”
TSK tepelerine çöker.
Ama...
Buna ihtimal bile vermemek gerek.
Bunun dışında asıl “hukuki dayanağı olan meşru silahlı müdahale”
ancak “Irak’ın Türkiye’den askeri müdahaleyle yardım istemesi”
halinde mümkün.
Rusya’nın Suriye’deki silahlı varlığı da “Esad yönetiminin yardım
isteği ve daveti” ile gerçekleşmiş değil mi?
Sınırda TSK’nın devam etmekte olan manevralarına, Irak Silahlı
Kuvvetleri’nin de katılması ilginçtir.
Bir adım sonrasında “Irak’ın Türkiye’den, kuzeyindeki Anayasa dışı
oluşumuna karşı askeriyle yardım istemesi” olabilir mi?
Böyle bir gelişme giderek gündemde yükselişteki madde.
.......................
Fakat...
Gene de “doğrudan Barzani’nin başında bulunduğu bölgeye ve
kuvvetlere karşı silahlı müdahale, sıcak çatışma” değil.
Irak’ın Barzani bölgesiyle Suriye sınırı arasından yeni bir hudut
kapısı açılması ve o kapıdan -Irak Silahlı Kuvvetleri’yle TSK
tarafından- Bağdat’a doğru bir koridor oluşturulması.
Ardından Türkiye’nin Barzani bölgesiyle sınır kapılarını
Mersin/Yumurtalık’ta son bulan boru hattının vanasını
sıfırlamak.
Türkiye hava sahası üzerinden Erbil’e uçuşları yasaklamak. İran da
zaten Barzani bölgesine sınır kapılarını kapattı.
Böylece...