Hafta sonunda futbolla siyaseti harmanlayan bir yazı…
29 Kasım’da ABD ve İran futbol milli takımları Dünya Kupası oyunlarının ev sahibi Katar’da karşı karşıya gelecek.
İnsan hakları örgütleri “futbolun Olimpos’u FIFA’ya” baskı yapmaktalar.
“Rusya’ya olduğu gibi İran’a da kırmızı kart göstermesini, Dünya Kupası’ndan dışlanmasını” istiyorlar.
İran’da başörtüsü protesto gösterileri sırasında ahlak polisinin gözaltına alınan ve (iddialara göre öldürülen) Mahsa Amini nedeniyle haftalardır meydanlar, caddeler, sokaklar -daha da- karışmış durumda.
Önlenemiyor.
Ayrıca…
İran’ın, Rusya tarafından askeri güçlere karşı kullanmak yerine elektrik ve su gibi kritik sivil altyapıyı yok etmek üzere uluslararası hukuk kurallarını ihlal ettiği “kamikaze (intihar) dronları” vermesi de FIFA’ya insan hakları örgütlerinin yaptıkları baskının bir diğer nedeni.
Ancak…
Dünkü W.P (Washington Post) “İran’ın kupadan dışlanmamasını” istiyor.
“Oynayacağı maçlarda protestolarla dünya kamuoyunda hırpalanması” gereğini savunuyor.
SORUNLU KUPA
“Açık stadyumlar” gibi sporda “insan haklarını” savunan sivil örgütler FIFA’nın tüzüğünü gerekçe göstermekteler.
Bu tüzükteki “insan haklarına saygı gösterilmesi ve bunları savunanları koruması” kuralına gönderme yapıyorlar.
Ne var ki aktivistlerin, sanatçıların, akademisyenlerin ve öğrencilerin tutuklanmasına karşılık futbolun Olimpos’u FIFA, W.P’a göre “duyarsız…”
W.P kupa maçlarının Katar’da oynanmasını da eleştiriyor: