Almanya, Hollanda, Avus- turya’da neden Türkiye ile İslamofobi
yan yana getirilerek siyasette oy toplama malzemesi yapılıyor?
....................
Omar Saif Ghobash, bir diplomat.
BAE’nin (Birleşik Arap Emirlikleri) Moskova Büyükelçisi.
Okuyan, düşünen, bugünün gençlerine kendisinden sonraki nesillere
karşı sorumluluk duygusu gelişmiş bir insan.
Oğlu Seyf’e yazdığı mektuplarla onları aydınlatmaya, İslam ve diğer
dinler, kültürler arasında yaşanmakta olan sorunları, sağduyu
yollarını gösteriyor.
Çok sayıda ülkede görev yapmış ve oralardaki kültürü gözlemek
olanağını bulmuş diplomat babanın öncelikle oğlu Seyf’e “kendisinin
de tam inançlı bir Müslüman olduğunu” anlatan satırları var.
O satırlardan bazılarını yansıtayım:
...................
Bilhassa cuma namazlarına katıldığında içinde bir huzur ve denge
hissi duyarsın.
Hutbe bitip namazın sonuna geldiğinde bir huşu hissedersin.
Caminin bir sıcaklık ve topluluk mekânı olduğunu biliriz.
Geleneksel İslami halklardan uzak olduğumuzda camide toplandığımız
zaman kardeşlik ve tanınmışlık hissi duyarız. Uzaklardaki camiler
bir toplanma yeri, sığınak, cemaat ve Allah ile bulunduğun bir
yerdir.
Bu anlar geçtiğinde bir miktar kaybolmuşluk ve yalnızlık hissederek
soğuk ve karanlık sokaklara çıkacağını bilirsin.
Bir sonraki cuma namazına kadar boşluk vardır.
İnternette erişime açık olan Kuran-ı Kerim’in büyüleyici
kıraatlarini dinleyerek kendini teselli edebilirsin.
Kuran 1400 yıl kadar önce Peygamberimiz tarafından nasıl
okunuyorsa, bugün de aynı şekilde okunuyor.
Bugünkü kariler kendi ilimlerini geriye doğru hocaları üzerinden
izleyip Peygamber’e kadar giden zinciri görebiliyorlar.
Bu kıraatler seni doldurur. Büyük bir duygu ve enerji seli verir.
Kâbe İmamı Es-Sudeys’in kıraatini severim. Duygulanarak,
gözyaşlarıyla okur, diğerleri de onunla ağlar.
......................
Babadan oğula mektuplarda “dünyada 1 milyar 700 milyon Müslüman’ın
olduğuna” işaret ediliyor.
Ve satırlarını şöyle sürdürüyor:
İslam’ı dünyaya yayılmış özü ve kökleriyle büyük ve zengin bir
gelenek olarak düşündüğünde gururlanırsın.
........sonra haberleri izlersin ve Müslümanların dünyanın hiçbir
yerinde hoş karşılanmadığını görünce şaşırırsın.
Aslında, böylelikle “İslamofobi” denen şeyi fark edersin. Bu
“Müslümanlardan korkmak” demektir.
Hem bir “uyarı” hem de “suçlama” anlamı taşır.
..........terörizm ile İslam çok sıklıkla birlikte anılıyor.
Arkadaşlarımla sıklıkla konuşuyoruz:
Bu şüpheyle nasıl başa çıkacaksın? Kendi kendine
değilsin.
“İslamofobi” temelde siyasi sebepler yüzünden Müslümanları
gerekçesiz bir biçimde hedef alıp şeytanlaştırmaktır.
Bu çok ciddi bir meseledir ve “İslamofobiye” karşı savaşı tamamıyla
destekliyorum.
.......................
Sadece “aşırıcı” küçük bir azınlık kendisini acımasız ve nefreti
destekler şekilde sunarak bizi dünyanın İslam’a karşı savaştığına
ikna etmeye çalışıyor.
Etkiledikleri Müslümanların yüzde 70’inin okuma yazma bilmediği bir
gerçektir.
.......................
Bu satırları “Genç Müslüman’a Mektuplar” adlı kitaptan sundum.
Yansıttığım satırların ötesinde “İslamofobi” psikolojisinin
nedenlerine inen önemli fikirleri okumakta fayda var