Türkiye’nin kadınlarını saygıyla, ayakta alkışlıyorum.
Nasıl büyük bir demokratik güce sahip olduklarını bütün ağırlıklarıyla ortaya koydular.
Ülkenin vicdanını kanatan, çocuk gelinlerin bir meta gibi alınıp verildikleri utanç verici yaşam dramlarının, tecavüzcülerinin “yasallaştırılmasını” engellediler.
“Biz varız” haykırışları bir dalgakıran gibiydi.
“Skandal” yasa teklifi o dalgakırana çarpıp dağıldı, geri çekildi.
....................
AK Parti “ısrarı” bıraktı.
“Cinsel istismar düzenlemesi” yasa teklifini geri çekti, komisyona gönderdi.
Oysa...
AK Parti hiç de o havalarda değildi.
“Geri adım yok” klişesi dillerindeydi.
Başbakan Binali Yıldırım’ın “Muhalefetle diyalog kurun” çağrısı bir “ön” işaretti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Geniş tabanlı mutabakat sağlayın” sözü ise “rotayı çizdi.”
Artık kimse “Geri adım yok” diyemezdi.
Galiba bu girişime “nokta konulmuş” gibi görünüyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın dün “Konu kapanmıştır. Ancak komisyonda bir konsensüs (uzlaşma) sağlanırsa yeniden gündeme gelir” söylemi olayın “tarihin çöp kutusuna” gideceği tahminlerini doğruluyor.
Zaten diğer partilerden böyle bir yasa teklifi için “uzlaşma” -şu aşamada- beklemek hayaldir.
.......................
Bu ısrar nedendi?
Sadece “3 bin ailenin durumunu düzeltmek ve hapisteki babayı eve geri getirmek” mi?
Türkiye’de “gerçek mağdur” yüz binlerle ifade edilebilecek sorunlu kesimler var ama onlar için böylesine bir odaklanma olmadığını düşünün, sadece 3 bin kişi için bir ısrar -hem de milyonları karşısına almak pahasına- gösteriliyorsa “neden?”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün partisinin grup toplantısında “Hatırlı bir kişi için mi?” diye sordu.
Bu soru anlamlı olup, kafalardaki “neden” kuşkusunu yansıtmaktaydı.
.....................