22 Şubat 1962 darbe kalkışımının başında Kara Harp Okulu
Komutanı Albay Talat Aydemir vardı.
Dönemin Başbakanı İsmet İnönü ona haber gönderdi.
“Sen ve emrindekiler silahlarınızı bırakıp teslim olun, Meclis’ten
af kararı çıkartacağıma söz veriyorum.”
İsmet Paşa’nın tarihi ağırlığı “verdiği sözü tutabileceğinin”
güvencesiydi.
Aydemir ve ihtilal için silahlandırıp sokağa çıkardığı Harp Okulu
öğrencileri ve kendisine bağlı isyancı birlikler bu güvence üzerine
teslim oldu.
İsmet Paşa olağanüstü toplanan Meclis’te kısa bir konuşma
yaptı.
“Kan dökülmemesi için af sözü verdim. Sizlerin de bunun kararını
almanızı rica ediyorum” mesajını verdi.
Aydemir ve arkadaşları affedildiler.
Üniformalarını çıkartarak sivil hayata geçtiler.
Artık...
Kimse onlardan yeni bir “darbe kalkışımı” beklemiyordu.
Ama...
Aradan 15 ay geçti ve Talat Aydemir ve bazı birlikler 21 Mayıs
1963’te yine darbe kalkışımını başlattılar.
Bu kez kan döküldü.
Akay Caddesi’yle, Atatürk Bulvarı köşesindeki Tarım Bakanlığı
önündeydim, çiçeği burnunda “çırak gazeteci” olarak olayları
yerinde izliyordum.
Tam siper yere yatmıştım, başımın 15-20 santim yukarısından
mermiler geçiyordu vınlayarak.
Aydemir’in darbe kalkışımı demokrasiye sadık TSK tarafından
bastırıldı.
Sonuç...
Albay Aydemir ve Binbaşı Fetih Gürcan yargılandılar, “idam”
edildiler.
.............................
Gazetecilik yıllarımdaki bu tanıklığın benim için önemli bir
deneyimdir.
Eğer “bir darbe kalkışımı dibinden kazınmazsa, bir kısa süre sonra
yeniden başını uzatıyor.”
15 Temmuz darbe kalkışımı sonrasında 10 bine yakını güvenlik
güçlerinden 60 bin dolaylarında diğer devlet kurumlarından
“tasfiye” abartılı görünebilir.
Oysa...
Belki bu kadarı bile yeterli değil.
Bir süre sonra aynı cemaatin kalıntıları bir darbeye daha
kalkışabilir.
Çok daha fazla kan dökülebilir.
O nedenle ciddi ve kesin tavırlı olmak gerekiyor.
...........................
Kalkışımın gövdesi kesilmiş olsa bile kökleri kalmışsa “ikinci
darbe girişimi” ihtimali vardır.
Bunun dışarıdan destek bulma -onlar için- “şansı” şimdiden
seziliyor.
ABD ve AB darbe girişimini gecikerek ve çok cılız, düşük profille
-neredeyse- “göstermelik” kınadılar.