AÇIKÇASI...
Burnu-muzun dibindeki “Yunan Adaları” benim için de rahatsızlık
konusudur.
Bodrum’daki yazlığım Kos Adası’yla karşı karşıyadır.
Yüzyıllarca Osmanlı yönetimindeki “İstanköy”dür bu “Kos.”
Hâlâ adanın eşrafı arasında çok sayıda Türk vardır.
Kos’a pasaportla girmek zoruma gider.
Ya...
İzmir Çeşme’nin dudak dudağa geldiği “Sakız” Adası!
Son 10 yılda tekne sahibi Türkler çoğaldı.
Tatil rotalarında mutlaka “Simi” var.
Yani...
Yüzyılların “Sömbeki”si...
Bunlar ve diğerleri iç sızılarımdır.
.....................
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Lozan Antlaşması” bağlamında
“elini uzatsalar” diye başlayarak “Yunanistan’a ait yakın adalar”
için iç yangınını paylaşıyorum.
Ancak...
1522’den başlayarak 400 yıl boyunca Osmanlı’ya ait olan ve “Menteşe
Adaları” diye anılan 12 Ada 1912’de elden çıkmıştı.
Balkan Savaşı’nda mağlup olan Osmanlı “Atina anlaşmasıyla Ege
adalarının geleceğini büyük devletlerin belirlemesi hükmünü” kabul
etmişti.
Adalar bırakılırken Edirne’yi zor kurtarmıştı Osmanlı.
Zaten 12 Ada İtalyanların işgali altındaydı, Ege adalarının tümü
ise Yunanistan’ın.
Büyük devletler 14 Şubat 1914’te “adanın tümünü Yunanistan’a
bıraktı.” (İmroz, Bozcaada ve Meis hariç.)
Yani...
Burnumuzun dibindekiler, el uzatsak dokunabileceğimiz adalar dahil
bütün Ege adaları Lozan Antlaşması’ndan 9 yıl önce Osmanlı
döneminde zaten elden çıkmıştı.
.....................
Lozan Antlaşması için ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şu
söylemine katılıyorum ve değerlendirmesini paylaşıyorum:
Bugün Türkiye Cumhuriyetimizin kurucu belgesi olan Lozan
Antlaşması’nın 93. yıldönümüdür.
Aziz milletimizin inanç, cesaret ve fedakârlıkla elde ettiği zafer,
Lozan Antlaşması ile diplomasi ve uluslararası hukuk anlaşmasına
taşınarak tescil edilmiştir.
Bu anlaşma yeni kurulan devletimizin tapusu niteliğindedir
................ Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal başta
olmak üzere, anlaşmanın mimari olan tüm devlet adamlarımızı
rahmetle anıyorum.