TÜRKİYE’nin -gerçekten- değerli diplomatlarından Em. Büyükelçi
ve eski Dışişleri müsteşar yardımcısı Uluç Özülker’den çok
düşündürücü bir öngörü.
“Türkiye, Esad ile PYD arasında bir tercih yapmak durumunda
kalabilir...”
Özülker’in bu öngörüsü için “o kritik kavşağa yaklaşılmakta”
diyebiliriz.
.......................
Türkiye’nin güney sınırında 90 kilometrelik “Azez-Cerablus” bölgesi
Rus jetlerinin yoğun ve sürekli bombardımanıyla Türkmenleri ve
Arapları hedef aldı, dağıttı.
Esad’ın güçleri İranlı milislerle birlikte bu bölgenin tamamını ele
geçirmek üzere ilerliyor.
Ancak...
Aynı zamanda Hatay’a bitişik “kanton”dan doğuya, Fırat’ın
doğusundan da PYD, nehri aşarak batıya sızmaya başladı.
Yani...
PYD’den gelen işaretler kaygı verici.
PYD’nin hedefi o bölgede de “kanton” ilan ederek Türkiye’nin
güneyinde Hatay’a kadar uzanan bir “Kürt kuşağı” oluşturmak.
.......................
Rusya, alanı boşaltıyor.
Geriye “o 90 kilometre sınır bölgemizin güneyini hangi gücün
dolduracağı” kalıyor.
“PYD kantonu” mu olacak, Esad Suriye’si kuvvetleri mi “Türkiye’ye
komşu” konumunu yeniden elde edecek?
Gerçi...
Türkiye’nin politikası Azez-Cerablus arasındaki coğrafyayı “güvenli
bölgeye” dönüştürmekti. Türkmenler ve Araplar buraya
yerleştirilecekti.
Fakat bu politikaya artık “olabilirliği sürüyor” diyebilmek
zor.
“Kırmızı çizgimiz olduğunu daha önce ilan etmiştik” gerekçesiyle
Türkiye fiilen ve silah gücüyle sınrıın güneyine müdahale etmedikçe
Özülker’in işaret ettiği “kritik kavşak” önümüze dikilecek.
90 kilometrelik “Azez-Cerablus” hattında komşumuz ya “PYD kantonu”
ya da “Esad Suriye’si...”
Değneğin iki ucu da elle tutulur gibi değil.
“Savaş” anlamına gelebilecek bir müdahaleyi Türkiye’nin fiiliyata
dökme olasılığı kuvvetli görünmüyor.
Olsa olsa diplomatik yolla, ABD’ye dayatarak bölgenin PYD’ye
geçmesini önlemeye çalışabilir.