Müftülerin nikâh kıyması...
“Resmi nikâh”ın yanı sıra “dini nikâh” kıydıranlarımız çok.
Belirteyim ki ben de 46 yıl önce eşim Canan’la “imamın karşısına”
oturduk.
Yani...
Resmi nikâhın yanı sıra “dini nikâhımız” da var.
Bunu yazmamın bir nedeni de satırlarımın “önyargılı” olmadığını
göstermek.
.....................
O nedenle “dini nikâhımız” daha “resmi nikâhtan” önce kıyıldı.
Oysa...
Yasa gereği önce “Belediye başkanı ya da onun vekili devlet memuru”
tarafından resmi nikâh yapılmalıymış.
Bilmiyorduk...
Ailelerimizin de “dini nikâhları” olmadığı için onlar da
bilmiyordu.
Ama...
İlginçtir ki imam efendi “dini nikâh” kıymadan önce bize “Önce şu
evlilik cüzdanlarınızı bir gösterin. Resmi nikâhınız olmadan dini
nikâh kıymam” gibi bir uyarıda bulunmadı.
......................
Demek...
Sadece bize değil milyonlarca çifte aynı şey yapılmış/yapılıyor
olmalı.
Müftülerin “hem resmi, hem dini nikâh yetkisi” bu bakımdan ilk
bakışta olumlu görünüyor.
Ayrıca...
Bir mecburiyet yok.
İsteyen şimdiye kadar olduğu gibi nikâhını “Belediye başkanı ya da
onun vekili devlet memuruna” kıydırabilir.
Müftüye gitmez.
Ayrıca...
Dini nikâh da yaptırmak isteyenler bizim nikâhı kıyan imam efendi
gibi “Önce resmi nikâh cüzdanlarınızı gösterin” demeye gerek bile
duymayanlara kalmaz.
O tür imamlar devre dışı kalır.
......................
Ancak...
Ortada Anayasa’da “vatandaşların eşitliği” hükmü açısından
kaygılarımı da belirteyim.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve bağlı müftülükler “Sünni...”
Buna karşılık...
Türkiye’de milyonlarca -belki- 20 milyonun üzerinde başka din ve
mezheplerden vatandaşlarımız var.
Onların din adamları sadece “dini nikâh kıyabiliyor.”
Ve...
Önce “resmi nikâhın kıyılmış olması” zorunluğunun altını
çizeyim.
Papazın, hahamın karşısına geçmeden “TC vatandaşı Ermeniler,
Rumlar, Yahudiler -önce- resmi nikâh kıydırmak zorundadırlar.”
Peki...
Papazlara, hahamlara da “hem resmi, hem dini nikâh kıyma yetkisi”
neden yeni yasada yer almadı?
.......................
Daha hassas bir konu.
İstismara, ortalığı karıştırmak heveslilerine malzeme olmaması için
de şu sorunun dile getirilmekte olduğuna işaret edeyim.
“Alevi dedelerine de, cemevlerinde resmi ve dini nikâh kıyma
yetkisi neden düzenlenmedi?”
Zaten “Cemevlerinin ibadethane sayılması” tartışmaları yaşanırken
bir de bu konu...
Gerçi...
Yasa “nikâhı devlet memurunun kıymasını” öngörüyor.
“Kilisenin papazı, sinagogun hahamı, Alevi dedeleri” devlet memuru
değiller.
Ama...
Diyanet İşleri’nde Alevi vatandaşların da orantılı olarak temsili
uzun süredir sık sık gündeme gelmiyor mu?
Böylece “dedelerin” devlet memuru statüsü düzenlenirse “eşit
vatandaşlık ve sosyal bütünlük” için bir yasal düzenleme
düşünülmeli.
Papazlar ve hahamlar için de bir “istisnai yasal hüküm”
konabilir.
......................
Yazının başlarında “müftülerin resmi nikâh da kıymaları” için “ilk
bakışta olumlu” diye yazmıştım.
Fakat...
Daha derine gidildiğinde bakın ortaya böyle soru işaretleri
çıkıyor.
Oysa...
Herkese “resmi nikâh genel, eşitlikçi, ayrımsız bir
uygulamaydı.