İçişleri Bakanlığı’ndan Efkan Ala istifa etti.
Yerine Süleyman Soylu atandı.
Hiç beklenmeyen ve çok ani bir gelişme.
Ama...
Ankara “netamelidir.”
Hukuk Fakültesini orada bitirdim.
Orada 8 yıl Başbakanlık ve Parlamento muhabirliği yaptım.
“İyi tanıdığımı” düşündüğüm “Ankara’ya dair hiçbir şeyin beni
şaşırtmadığını” söyleyebilirim.
O nedenle Ankara bulvarlarında, kulislerinde uçuşan yorumlara,
polemiklere hiç girmeyeceğim.
..........................
Efkan Ala Türkiye’nin çok zorlu şu son yıllarında İçişleri
Bakanlığı gibi hassas bir görevi sürdürdü.
Bundan sonrası için “esenlik” diliyorum.
Süleyman Soylu da özellikle 15 Temmuz akşamı kritik noktalarda
darbe kalkışımcılarına direnenlerin arasındaydı.
Dikkat çekti.
Soylu’nun “başarısı” da Türkiye’nin alaca karanlıktan ışığa
çıkmasına önemli katkı olarak görülmelidir.
..........................
Tekin olmayan bir bakanlık olarak görmüşümdür İçişlerini 50 yılı
aşkın gazetecilik deneyimlerimle.
Bir örnek yansıtayım.
‘Tansu Çiller döneminde İçişleri Bakanlığı yapan Meral Akşener ile
yıllar önce bir dost sofrasında beraberdik.
O geceki şu söylemini hiç unutmadım:
“Güneri bey İçişleri Bakanı tavanda sallanan şu ampuldür.
Işıklıdır, dokunsan parmağın yanar. Ama birisi/ birileri kapının
yanındaki küçücük düğmeyi çevirdiği anda ampulün ne ışığı kalır, ne
dokunan parmağı yakacak yüksek enerjisi... Ben böyle
hissettim.”