Çekoslo-vakya nasıl 1 günde ikiye ayrıldı?
Çatışmasız, kavgasız...
Karşılıklı el sıkıştılar.
Bir tarafta “Çek Cumhuriyeti”. öte tarafta “Slovakya...”
Hatta...
Referanduma bile gerek duyulmadı.
Karşılıklı “ayrılma iradesi” yeterli oldu.
Geçen yıl Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’daydım.
Siyasetçilere sormuştum: “Referanduma bile gitmeden nasıl olabildi
bu?”
Cevapları çok yalın ve netti:
Çekoslovakya yarım yüzyıla yakın Sovyetler Birliği’nin uydu
ülkelerinden biriydi. Zaman içinde demokratik düşünce ve bireylerin
özgür tercihleri gibi kavramlar unutuldu. Tepeden alınan kararlarla
yönetilmeye, tepeden gelen kararlara uymaya alıştı
halklarımız.
Ayrılma kararı da iki tarafın liderlerinin bir araya gelmesiyle
alındı.
Halklar değil, liderler tercihidir.
Zaten...
Dikkat etmişsinizdir, Prag’da ve Çek Cumhuriyeti’nin diğer
coğrafyalarında hâlâ çok sayıda Slovak vatandaşı çalışıyor, ticaret
yapıyor, eğitim alıyor. Devletler ayrıldı, sınırlar çizildi ama
halklar hâlâ iç içe...
İşte “kadife boşanma(*)” diye anılan Çekoslovakya’nın ikiye
bölünmesi olayı bu kadar basit.
Elbette “demokrasinin bütün kurallarıyla ve kurumlarıyla işlediği”
bir ayrım değil.
Ama...
Halklar da tepki göstermediği ve Sovyetler Birliği’nden genlerine
işlemiş “itaat kültürüyle” baş eğdiği için, uluslararası hukukta
iki ayrı devlet de tanındı. İkisi de BM üyesi oldular.
.......................
Ortadoğu’da böyle bir şeyi düşünmek, hayal etmek bile mümkün
değildir.
Ortadoğu’da da gerçi “yukarıdan gelen kararları olduğu gibi kabul
etmek” geleneği yerleşiktir, dahası “biat inancı” vardır ama
yönetenler asla egemenliklerinin yarısından vazgeçmeyi akıllarından
geçirmezler.
Ortadoğu’da “İktidar tecezzi kabul etmez”, yönetenler için değişmez
kuraldır.
Yani...
“İktidar bölünmez.”
.......................