Başbakan Davutoğlu koalisyon turlarından ilkini CHP Genel
Başkanı Kılıçdaroğlu ile başlattı.
Yağlı güreşin “peşrev” faslı bu.
Daha birbirlerinin enselerini kavramadılar.
Şimdi bu ilk turda “peşrevler” sürecek.
Pehlivanlar kollarını kalçalarına vurarak birbirinin etrafında
dolanarak ısınırlarken, izleyicilere de “gövde gösterileri” yapmış
olacaklar.
......................
Amaç... İzleyenlere “Türkiye’yi hükümetsiz bırakmamak adına bir
koalisyon hükümetinin kurulmasında -samimi olarak- varız” havasını
vermek.
İnandırıcı olmaları için bu “samimiyet algısı” çok önemli.
Kılıçdaroğlu’nun “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sınırlarına çekilmesi”
şartını dayatmaması, hatta dile getirmemesi “yapıcı olmak samimi
duruşunun” bir vitrini.
Aslında...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “sınır çizmek” Davutoğlu’nun yetkisi
değil.
Böyle bir Anayasal görevi de yok.
Siyaset süreçlerinde ilişki geleneklerinin ve psikolojilerinin
Davutoğlu’na bu imkanı vermediği bir diğer gerçek.
Ama...
Koalisyon kurulur da Cumhurbaşkanı Erdoğan Anayasal sınırlarını
zorlayan daha ötesine taşan müdahalelerde bulunursa hükümetin CHP
tarafı buna direnebilir.
Davutoğlu da, Beştepe’ye “hükümet ortağım kabul etmiyor”
gerekçesine sahip olabilir.
Kısacası ortak hükümet görüşmelerinin bu şarta bağlı bir protokole
endekslenmesi gereksiz.
......................
Başta 4 eski bakanın dosyalarının yeniden açılması ve Yüce Divan’a
gönderilmeleri olmak üzere “yolsuzluklar” konusu da bir ortak
hükümet protokolünde yer almayabilir.
Çünkü...
Meclis’teki milletvekilleri hangi partiden olursa olsunlar bu
konuda bir önerge verirler.
Önerge Meclis’te oylanır.