Üniversitenin “protest” doğasına ve öğrencilik yıllarımın sol
rüzgârlarına rağmen fakülte yıllarımda “Boğaz Köprüsü’ne, vakıf
üniversitelerine, televizyona karşı protestolarda” hiç yer
almadım.
Şimdi de “3’üncü köprüye, -iddia edilen biyolojik sakıncalar
nedeniyle ihtiyatlı olmakla beraber- Karadeniz-Marmara kanalına,
tüp geçide”, yeni havalimanına ve bunun gibi büyük projelere karşı
değilim.
Hatta... Yitirilecek yeşilin yeniden kazanılması, biyolojik
önlemlerin alınması koşullarıyla destekliyorum.
Ama...
“Nükleer santral” konusunda tereddütlerim var.
Gerçi yanı başımızdaki Ermenistan’ın da nükleer santrali var.
Üstelik oldukça eski teknoloji...
Orada bir nükleer sızıntı potansiyel tehlike.
Ve Karadeniz/Sinop ya da Mersin/Akkuyu’da yapılacak nükleer
santrallerimiz kadar riskli.
Bununla beraber şu bilgiler gene de düşündürücü.
Daha önce de işaret ettiğim küresel bir nükleer santral turu
yapalım...