ÇOK yıllardır bir grup yakın dost çarşambaları öğle yemeğinde toplanırız.
Siyasetin pek konuşulmadığı, sohbetin demlendiği yemeklerdir bunlar.
Her hafta bir arkadaşımız
ev sahibidir.
Zaman zaman da “onur konuklarımız” olur.
......................
Bu defa akşam yemeğinde bir araya geldik. Mekân “La Petite Maison...”
Ev sahibimiz Cengiz Yalçın’dı.
Onur konuğumuz ise Sayın Rahmi Koç’tu.
......................
Cengiz Yalçın’ın sofraları -hepimiz kabul ederiz ki- birincidir.
Hatta, öyle “eşitler arası birinci” falan değil “açık ara birinci...”
Lezzetleri zengin kavından seçmelerle de zenginleştirir.
Bu davette sohbet de keyifliydi.
Rahmi Bey sohbetlere nüktelerle katkılarda bulunur.
......................
Ayrıca... Birkaç yıl önce dostlarına gönderdiği bir notu okumuştum.
Özetle şöyle diyordu:
Eksik olmayın, hepiniz çok güzel ve lezzetli yemeklerle sofrayı donatıyorsunuz.
Biz de dayanamayıp afiyetle yiyoruz.
Ama bunun bir de ertesi
günü var.
“Çok yedik” pişmanlığı...
Lütfen bir başlangıç, bir
ana yemek ve salata bir de
tatlıyla yetinelim.
Cengiz Yalçın çok
özgün lezzetler sundu ama çeşitleri abartmadı.
Ve... Gene Rahmi Bey’den -okumadığım- fakat ortak dostlardan dinlediğim bir not daha:
“Masada hastalıktan ve diyetlerden konuşmasak da ağız tadıyla keyifli sohbetlerle yemeğimizi yesek.”
Bu yemekte de öyle oldu.
Rahmi Koç’un onur konuğu olduğu çarşamba yemeği dostlarının, gece sonunda anı fotoğrafı.
HEYKEL VE MÜZİK
Şeffaf Oda’da bu hafta konuklarım; Arzum Onan ve Gökhan Tepe.
Arzum Onan hayatımıza önce Türkiye, ardından Avrupa güzellik kraliçesi olarak girmişti. Mankenlik ve uzun soluklu TV dizileri oyunculuğunun sonrasında bir süredir sanatın bir başka dalıyla karşımızda…
O 14 yıldır heykeltıraş.
Heykel çalışmaya başladıktan 9 yıl sonra ilk sergisini açtığı için “Dokuz” adını vermişti. “Kadın” onun ikinci kişisel sergisi. 14 gün boyunca Tophane-i Amire’de büyük ilgi gördü.
Arzum sergisinin temasını “kadın” olarak belirlemiş.
......................
"Hayatımızın her alanında daha çok kadın sesine ihtiyacımız var" diyor. Sergisini, “kadının kendi rızası ya da baskıyla sıkıştığı, üzüldüğü, gözyaşı döktüğü yere; kendince işaret etmek, dokunmak arzusuyla oluşturduğunu” söylüyor.
Arzum toplumun kanayan yaralarına da işaret ediyor eserlerinde... Çocuk gelinlerle ilgili de bir eser yer aldı sergisinde.
......................
Duygularını üç boyuta taşımak onun ifade dili. Arzum, lisede “yapı ressamlığı” bölümünde okumuş. Çizime ilgisi
o yıllara dayanıyor. Mükemmeliyetçi.
“Hâlâ en güzel heykelimi yapmayı bekliyorum” diyor.
Mehmet Aslantuğ evinin garajını Arzum için atölyeye dönüştürmüş.
Tiroit kanserini atlatan Arzum Onan’a en büyük destek de Mehmet’ten... Arzum “Bu süreçte Mehmet’e bir
kez daha âşık oldum” diyor.
25 yıllık çok güzel bir aşk.
......................
Türkan, Beyaz, Kuzum, Araftayım gibi çok beğenilen şarkılarda onun imzası var.
O sanat hayatının en verimli sürecinde. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Çalgı Bölümü mezunu. Haliç Üniversitesi’nden master’lı.
Konserlerinde “Demli Şarkılar” konseptiyle “arabesk” şarkılara da yer veriyor. Şeffaf Oda’da “Bir Teselli Ver” ve “Yarabbim Sen Büyüksün”ü yorumluyor. Gökhan Tepe sosyal sorumluluk projelerinde de sıkça yer alıyor.
TEGV ile ortak yürüttüğü “Eğitim için Gökhan Tepe ile Şarkı Söyle Sensin O” projesine de alkış.
Portaxe’ın Boğaz’la yanak yanağa manzarasında Arzum Onan ve Gökhan Tepe ile keyifli, müzikli pazar klasiği Şeffaf Oda CNN Türk’te...
YETENEK SENSİN MÜGE
......................
Finalistlerin canlı performanslarıyla güzel bir geceydi. Marriot International’ın müzikseverlere ve müzisyenlere hitap eden markası Aloft Hotels, “UMG&B (Universal Music Group& Brands)” ile birlikte bu etkinliği düzenlemişti. Müge Işık -gerçekten- güzel sesi ve yorumunu tamamlayan solo keman performansıyla büyük ilgi çekti.
Türkiye finali birincisi oldu.
Kendi bestesi olan iki şarkıyı Türkçe ve İngilizce seslendirdi. Amy Winehouse’un “Back to Black” şarkısını da söyledi. Gelceğe dair hayallerini gerçekleştirme yolundaki