MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “başkanlık sistemi dosyasını”
raftan indirmesini şu gerekçeye dayandırmıştı.
“Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı tarzı fiili bir durum ortaya
koymakta. MHP’nin Meclis’teki sayısı onun olması gereken sınırlara
çekilmesini sağlamaya yetmiyor. O halde fiili durum halka sorularak
hukukileşsin. Bizim asıl tercihimiz güçlendirilmiş parlamenter
sistem. Ama bu fiili durumun da artık çözüme kavuşturulması
gerekiyor.”
Mealen söylem bu.
......................
Yorumla açalım:
Başkanlık sistemini Meclis’e getirirler.
“Olmazsa olmazlarımızdan” ilk 4 madde değiştirilmez.
Halka götürülmesine yardımcı oluruz.
Yani...
En az 330’un sağlanması için oy takviyesi yapabiliriz.
Fakat “güçlendirilmiş parlamenter sistemden” yana olduğumuz için
referandumda “başkanlık sistemini destekleyeceğimiz” anlamı
çıkmasın.
Fiili durumla ortaya çıkan düğümün “hakimiyetin kayıtsız şartsız
sahibi” halk tarafından oylarıyla çözülmesi “demokratik
seçenektir.”
Ancak...
Bahçeli’nin kamuoyuyla paylaşması gereken, “eksik kalmış” bir
hususa da işaret etmekte fayda var.
Televizyondaki açık oturumlardan birinde dile getirildi:
“Farz edelim ki halk başkanlık sistemine HAYIR dedi. O takdirde de
fiili durum düğümü çözülmüş olacak mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Bahçeli’nin fiili durum dediği çizgiden geriye, mevcut Anayasa’nın
görev tanımı çizgilerine geri çekilecek mi? “
Kelime kelime değil ama sorunun esası buydu.
Cevap vermek mevkiinde olan MHP’li buna bir açıklık getiremedi.
AK Partili tartışmacı da öyle:
“Böyle bir ihtimali hiç düşünmedik. Çünkü halk çoğunluğunun
başkanlık sistemine EVET diyeceğine eminiz.”