IŞİD, Ortadoğu’nun ötesinde Avrupa ve Amerika’da bile “siyaset
aktörü...”
Paris’teki kanlı seri saldırıların sonrasında yapılan yerel
seçimlerde, Marine Le Pen’in aşırı sağcı partisi yüzde 30 oy alarak
“birinci parti” oldu.
İktidardaki Sosyalist Parti ise yüzde 23’te kaldı.
IŞİD saldırısının Fransız toplumunda yarattığı tepki böylece
“yabancı düşmanı” sağ partiye prim yaptırdı.
.......................
İtalya’da “Kuzey İtalya Birliği” de bu rüzgârla yelkenlerini
dolduracak rotaya dümen kırdı.
“Türkiye’yi AB’ye tam üye olması için neden destekliyoruz? İktidara
gelirsek Türkiye’nin AB’ye üyelik görüşmelerine veto koyacağız”
gibi bir tavra girdi.
O da IŞİD’in barbarlığından olumsuz etkilenen İtalyan halkının
travmasına oynuyor.
.......................
Başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın diğer ülkelerinde de “yabancı
düşmanlığı, İslam düşmanlığına” evrilmiş bulunmakta.
Halk destekleri yükselişte.
.......................
ABD ise bunun son örneği.
İstanbul’da kendi adını taşıyan kuleler bulunan, büyük işadamı
Donald Trump da halktaki IŞİD tepkisinden yararlanarak kendine
seçim şansı yaratmak çabasında.
Cumhuriyetçi Parti’nin başkan aday adaylarından biri olan Trump
yırtık pantolondan çıkıverdi:
“Müslümanları ABD’ye sokmayalım!..”
Trump’a göre “Müslümanlar eşittir terörist (!!)...”
“IŞİD ile ilişkili oldukları” ortaya çıkan Pakistan kökenli iki
Amerikan vatandaşının bir sağlık merkezinde yaptıkları katliam
üzerine Amerikan halkında kabaran tepki dalgasına oynuyor.
Böylece Cumhuriyetçi Parti’nin diğer başkan aday adayları arasından
-bu dalga üzerinde yükselerek- sıyrılmayı hedefliyor.