SEÇİMLER yaklaşırken, kamuoyu araştırmaları yağmurunun bulutları ufukta. Keşke “soru -cevap” klasik yönteminin ötesinde “milenyum kuşağının” yeni teknolojileri de uygulansa.
/* */Emel Temuçin bir süre bankacılık yaptıktan sonra “müşteri deneyimi” çalışmalarını genelleştiren eğitimler almış.
“Nörobilim” dalında “nöropazarlama”üzerinde uzmanlaşmış.
Anlatayım:
‘ Karşılaştığımız uyaranlara “fizyolojik” tepkiler veririz.
Kalp atışımız, kan basıncımız, vücut ısımız, gözbebeğimiz farklılaşır, beynimizin farklı bölümleri farklı derecede elektriklenme yaşar.
İşte “nörobilim”in tüketici davranışının altında yatan duygu ve düşünceleri aydınlatmayı amaçlayan “nöropazarlama” böyle ortaya çıkmış.
Özel gözlük izlemekte; “menüde, müşteri önce fiyata mı, yoksa yemeklere mi bakıyor?”
Başa geçirilen ve beyinin çeşitli uyarılara karşı tepki merkezleriyle örtüşen noktalarda elektrik hareketlerini ölçen bir aygıt... Gözün hareketlerini lazerle izleyen özgün bir gözlük ve onun kayıt kutusu...
Parmağa takılan bir başka aygıtla deri aktivitesini kaydeden bir cihaz. (Derinin iletkenliği, nemi ve sıcaklığı, kişinin duygu ve stres durumu hakkında veri sağlıyor.)
Özetle, yüz ifadeleri ve ses tonuyla gerçek duygu durumu, duygusal bağlanma, vs... ‘
***
Emel Temuçin bunu bankalardan restoranlara uzanan çok geniş bir yelpazede “müşteri tepkileri odaklı” kullanıyor.
“Müşteri” yerine “seçmen” koyarak bu teknolojiden kamuoyu araştırmacıları da yararlanmalılar. Milenyum nesli gerçekten ufuk açıyor.
***
Yiyecek sektöründe 1912’de kurulmuş “Develi” bu teknolojinin denemelerini yapan ilk restoran zinciri.
Biri Kıbrıs’ta olmak üzere
18 şubesi var zincirin.
Yönetimde ailenin
4. kuşağından Nuri ve Ali Develi kardeşler.
“Geleneklerden kopmadan yenilikler” ilkesiyle yönetiyorlar. “Müşteri” için “misafir” söylemini benimsemişler.
“Çalışanlar” için de “aileden...”