BAŞBAKAN Davutoğlu’nun seçime götürdüğü AK Parti yüzde 9 oy
kaybetti.
Bu sonucun faturasını ona kesmek haksızlık olur.
Çünkü Türkiye’de kural böyle.
Büyük patron Çankaya’ya çıkınca onun yerine gelen, girdiği ilk
seçimde partisine oy kaybettiriyor.
Merhum Turgut Özal Cumhurbaşkanı seçilip Çankaya’ya çıktıktan sonra
ANAP oyları siyasi heyelanla kayıp gitti.
Ardından Süleyman Demirel Çankaya’ya çıktı.
Partinin başına geçen DYP de aynı akıbete uğradı.
......................
Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilince Çankaya Köşkü’ne değil
de Beştepe’ye gitti diye kural değişecek miydi?
Hayır.
Davutoğlu’nun başkanlığındaki AK Parti de ilk genel seçimde
oylarından yüzde 9 fire verdi.
Tek başına iktidarda olabilmek sürecini de kesintiye uğrattı.
Cumhurbaşkanı seçildiği zaman Özal’ın partisi ANAP da tek başına
iktidardı.
Mesut Yılmaz’ın başa gelmesinden sonra yapılan ilk genel seçimde
oylarını büyük ölçüde yitirmenin yanı sıra 8 yılı aşkın süredir tek
başına iktidar olma sürecini de kesti.
......................
Seçmen ANAP’ı iktidardan indirdikten sonra yerine ANAP’sız bir
hükümet kurulabildi.
Süleyman Demirel’in Başbakan, Erdal İnönü’nün Başbakan Yardımcısı
olduğu “DYP-SHP” ortak hükümeti hiç zorlanmadan, zamana yayılmadan
süratle kuruldu.
Bu, her iki partinin seçmene verdiği “iktidarı devralmak” sözünün
arkasında durmaktı.
Meclis Başkanı’nı da kendilerinden seçtiler; DYP’li Hüsamettin
Cindoruk 4 yıl boyunca Meclis’i yönetti.