11 Eylül “El Kaide” dehşetinden sonra...
IŞİD’e “bağlılık yemini” etmiş, köktenci bir Afgan göçmeni gencin,
Orlando’da, ABD tarihinin ikinci büyük kanlı eylemi...
50 ölü ve çok sayıda yaralı.
Kendilerine “İslam’ı” referans alan teröristlerin “iki milyara
yakın Müslüman’a” yaptıkları feci fenalık örneklerine böylece bir
yenisi daha...
Dünyada “Müslümanlara” karşı bir “ön yargı” oluşturmaktalar.
Yer kürede farklı inançlardan milyarlar karşılaştıkları,
tanıştıkları birinin “Müslüman coğrafyadan” olduğunu öğrendikleri
anda sanki aralarına kalın bir cam blok yükseliyor.
“Tedirginlik” psikolojisi hissediliyor.
.........................
Zaten son yıllarda “IŞİD vahşeti” küresel tepki dalgalarını
oluşturmuştu.
Bu tepkiler “ön yargı” tsunamilerine dönüşmüştü.
İnsanlığın “ortak düşmanı” haline gelmişti IŞİD...
Dolaylı olarak tüm Müslümanlar üzerine kan lekeleri sıçramış kara
gölgesini düşürmekteydi.
Avrupa’da ve özellikle Paris’te IŞİD’in kanlı eylemleri,
katliamları kâbus gibi çökmüşken...
Şimdi de son olarak “IŞİD’e bağlılık yemini etmiş, Amerika’da
çalışan genç Afgan Müslüman’ının bu kan donduran Orlando
katliamı...”
......................
Olayın ABD’ye siyasi yansıması ne olabilir?
Bu sorunun cevabını daha önce yaşanan bir örnekle vereyim:
ABD, Esad’ın işini bitirmeye kararlıydı.
“Ankara’ya da bildirildiği” kanısı yaygın olan şey “ABD’nin, artık
Esad’ın fişini çekmeye karar verdiğiydi.”
ABD uçakları Şam’ı bombalayacaktı.
Sarayını Esad’ın üzerine yıkacaktı.
Ankara’da iktidarın “15 gün sonra Şam’da namaz kılacağız”
söylemlerini hatırlayın.
Bu sözler “laf ola” dile getirilmiş değildi.