ALPARS-LAN Türkeş’i ergen çağlarımda tanımıştım.
Ablamın eşi merhum Ragıp Uluğbay Washington’da yüzbaşı rütbesiyle
görevliyken askeri misyonun başında Alparslan Türkeş varmış.
Eşiyle de ablam Sevgi sık sık görüşürlermiş.
Zaman zaman Türkeş ve eşi eve gelirlerdi.
Türkeş davudi sesiyle salona egemen olan saygın kişiliğini kuvvetle
hissettirirdi.
Karizması vardı.
Genellikle -dış politika ağırlıklı- siyaset konuşulurdu.
Kelimeleri seçerek, anlam derinliği olan fakat çok açık ve net
ifadesi vardı.
“Atatürk’ün ulus devlet projesinin” Türkiye için önemini vurgulardı
sık sık.
Onlar gittikten sonra evde “Tam bir lider. Kesinlikle Genelkurmay
Başkanı olacak” gibi tahminler yürütülürdü.
Bir diğer özelliği “son derece zarif” oluşuydu.
Bizimkiler “büyükelçi gibi adam” yorumları yaparlardı.
.......................
Türkeş Genelkurmay Başkanı olmadı.
Generalliğini bile beklemeden 1 gün içinde “Türkiye’nin ikinci
adamı, 27 Mayıs ihtilalinin lideri Alparslan Türkeş’ti.”
TSK’nın idareye el koyduğu anonsu radyolardan onun sesiyle
yayınlanmıştı.
MHP ile başlayan siyaset kariyeri boyunca “gazeteci - politikacı”
ilişkimiz sürdü.
“Başbuğ Türkeş’ti” artık.
“Siyasi tercihimin MHP olmadığını” bilirdi ama hep aynı “mesafeli
zarafetle” davranırdı.
.......................
Türkeş döneminde özellikle hocam Metin Toker’in bir kitabının adı
olan “Solda ve Sağda Vuruşanlar” tarihimizin üzücü
sayfalarıdır.