MEDYA “spor sayfaları/ekranları” gibi...
Maç öncesi yaptıkları tahminlerde yanılan yorumcular, köşe
yazarları -istisnalar dışında- genellikle skora göre yazarlar,
konuşurlar.
“Durumlarını kurtarmaya” çalışırlar.
1 gün önce hatta maçtan birkaç dakika önce batırdıkları teknik
direktörlere, oyunculara kelimeleriyle kanat takarlar.
..........................
1 Kasım sonuçları sonrası da aynı görüntüler...
Yazarlar, program tartışmacıları, kamuoyu araştırmacıları da
güzellemeler yaparak AK Parti’yi, Prof. Davutoğlu’nu
kanatlandırıyor. (Ben de böyle bir sonuç beklememiş olanlar
arasındayım.)
.........................
Eğer siyasette de “skor” önemliyse... Ki öyle... Çünkü demokraside
halkın tercih dili sandığa atılan oylardır.
Rakamlar konuşur.
İktidarın meşruiyet kaynağıdır sandık.
Hükümeti belirler.
Ancak...
Bu birinci bölümün başlığıdır.
Daha sonraki bölümler de demokrasinin aynı önemde unsurlarıdır.
Hükümetin “nasıl seçildiği” kadar, nasıl yönettiği de
önemlidir.
Öncelikle “halkın çoğunluğuyla” yönetime gelen hükümetin “azınlığın
eşit haklarına da saygılı olması” esastır.
Kaldı ki 1 Kasım örneğinde tek başına hükümet kurabilecek oyu
sağlayan AK Parti’ye karşılık “yarım tık” bile olsa daha fazla oyu
temsil ediyor muhalefet bloğu...
Başbakan Davutoğlu’nun seçim gecesi balkon konuşmasında “Kaybeden
yok, kazanan Türkiye’dir” ve AK Parti adına sözcü Ömer Çelik’in de
“Ötekileştirme olmayacak” söylemleri umut veriyor.