Bugün FETÖ ihanet çetesinin yaptığı darbe girişiminin ikinci yıldönümü... Bundan tam iki yıl önce, silahlı kuvvetler içine yerleşmiş FETÖ’cü kalleşler, bölgesinde lider olma hedefine ilerleyen ülkemizi durdurmaya kalkıştılar.
Hamdolsun, bu kalkışma, Tayyip Erdoğan'ın millete sokaklara çıkın çağrısı yapmasıyla durduruldu. Tabiri caizse, hainler sokaklarda vatandaşın kararlılığını görünce, kaçacak delik aradılar.
Evet, ülke olarak bizim 15 Temmuz yiğitlerine borcumuz var. Çünkü o yiğitler, haşhaşilerin darbe girişimini durdurmak için, ölümü hiçe saydılar. Yeri geldi, kendilerini tankların altına attılar. Yeri geldi, kurşunlara aldırmadan hainlerin üzerine yürüdüler.
Biliyorum, ne yaparsak yapalım, ne söylersek söyleyelim, 15 Temmuz yiğitlerine borcumuzu ödeyemeyiz. Ancak, bir hainin bile adalet önüne çıkmadan, bu topraklarda dolaşıyor olması demek, o yiğitlerin fedakarlıklarını hafife almak demektir.
Hiç hazmedemediğim söz, ne yapalım, haklarında yeterli delil bulunamadı sözüdür. Sen devletsin... MASAK, telefon ve başka başka kayıtlar ortadayken, devletin hainlerin tamamına ulaşamaması düşünülebilir mi? Elbette düşünülemez...
Buradan polis ve savcılarımızı biraz daha hassas davranmaya çağırıyorum. Dedim ya, ülke olarak bizim 15 Temmuz yiğitlerine borcumuz var. Kaldıki iki yıl önce, memleketin karşı karşıya kaldığı tehlike üstün gayret gerektirmektedir.