AK Parti iktidara geldiği andan itibaren, bir vesayetçilerden, birde kriz çığırtkanlarından çekti. Bunlar yüzünden İktidar Partisi'nin başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.
AK Parti'nin 2002'de iktidara geldiği günleri hatırlayın... O günlerde, TSK'daki vesayetçiler, medyadaki kriz çığırtkanlarıyla birlikte dindarlık üzerinden İktidar Yöneticilerine baskı kurmaya çalışmadılar mı?
Evet, evet, ülkeyi yönetenler o günlerde darbe yapılmasın diye kılı kırk yardılar. Daha sonrada, İktidar Partisi'nin başına Yargı vesayeti bela oldu. Memleketimizde ilk defa, milletin güçlü desteğini almış bir partiye kapatma davası açıldı. AK Parti, 367 krizi yüzünden, TBMM'de kendi adayını Cumhurbaşkanı seçtiremedi.
Hamdolsun, AK Parti her seçimde milletimizin desteğiyle, vesayet alanlarını birer birer yıktı. Ancak, bu vesayetçiler, bu kriz çığırtkanları yenilen pehlivan güreşe doymaz misali seçimlerden önce hep piyasaya çıktılar. Şimdi bunlar, İktidara para ve parayı elinde bulunduranlar üzerinden saldırıyorlar.
Dostlar, bu konuda çok ilginç örnekler kulağıma geliyor. Mesela, Hükümet bayram tatilini uzatmamışken, bazı işyerleri tatili dokuz güne çıkarmışlar.
Eee, ne var bunda, patronlar işçilerini düşünmüşler diyebilirsiniz. Siz diyebilirsiniz de lakin kazın ayağı öyle değil. Adam işçilerini tatile çıkarırken, mal sattığım yerler üretimi durdurduğu için sizi izne çıkarıyorum derse, ben bu sözden kuşkulanırım.