Türkiye'nin 1. Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, TBMM'de yaptığı Başkanlık yeminine şahit oldum. Meclis'te yaptığım bu tanıklık, şu dokuz yıllık meslek hayatımın en önemli anıdır. Türkiye Cumhuriyeti var oldukça, benim canlı canlı tanık olduğum bu anlar unutulmayacaktır.
Değerli dostlar, Başkan Erdoğan kürsüden yemin ederken, Kendisinin siyasette yaşadığı çileler aklıma geldi. Gözümün önünden geçen film şeridinde, Kendisine konulan siyaset yasağı da vardı... AK Parti'ye açılan kapatma davası da vardı... 15 Temmuz hain darbe girişimi de vardı...
Geçmişin muktedirleriyle, günümüzün kalleşleri yaptıkları bir hamleyle Erdoğan'ı bitireceklerini zannettiler. Hamdolsun, ülkenin 1. Başkanı'yla millet arasındaki güçlü bağ, onların niyetlerini hep ellerinde patlattı. Onlar muhtar bile olamaz diyorlardı... Ancak, Recep Tayyip Erdoğan milletin oyuyla ülkenin 1. Başkanı oldu.
Bugün ülkemizde gürültü patırtı olmadan, sessiz bir devrim yaşandıysa, buda o bağın meyvesidir. Biliyorsunuz, bu değişim, başta Rahmetli Özal olmak üzere birçok siyasinin hayallerini süslemişti.
Maalesef, ülkemizde birileri Başkan Erdoğan'la millet arasındaki güçlü bağı hâlâ anlayabilmiş değil. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Genel Kurul'a giriş yapıyor, CHP'yle HDP'nin vekilleri ayağa kalkmıyorlar. Erdoğan, Türkiye'nin 1. Başkanı olarak kürsüden yemin ediyor, arkadaşlar yine ayağa kalkmıyor. Sözüm ona bunlar protesto haklarını kullanıyorlar.
Bu arkadaşlar o kadar küçük düşünüyorlar ki Erdoğan'ı protesto ederken milleti protesto ettiklerini anlayamıyorlar. Ben bırakın bunlar otursunlar derim. Belki otura otura aradıkları Cumhurbaşkanı'nı bulurlar.