Sara'nın taç atışından gelen topla...
Torreira'nın şutu direkten dönüp, Livakovic ile
buluşup ağlara gittiğinde, maçın devranı da döndü.
Kadıköy'ün atmosferi, maçın önemi,
Mourinho'nun planları ve ilk dakikalardaki
Fenerbahçe dalgalarını getirdi. Maximin
güdümlü füze gibi gidiyordu rakip kalenin üstüne. Pozisyonlar üst
üste gelirken, taç atışından gelen topu uzaklaştıramadı Fenerbahçe
defansı. Şok golün üstüne Osimhen-Mertens
yapımı usta işi, ikincisi de geldi. Okan
Buruk'un Galatasaray'ı oyunun kontrolünü tamamıyla ele geçirip,
Mourinho adına ortada plan da bırakmadı. Devre bittiğinde, ikinci
yarıdaki gollerin de habercisi olan, iki kale arasında gidip-gelen
tempolu bir futbol kaldı akıllarda. Sonrasında hamleler beklendi.
Mourinho, Amrabat ile orta saha direncini onarmak istedi. Ama
sadece Maximin üzerine kurulu oyun planında, uzun ve yüksek toplara
dönen bir takım vardı. Sanki orta sahasız
oynuyorlardı. Fred ve Syzmanski de bu ritmin içinde varlık
gösteremediler, Tadic'in, Dzeko'nun ustalığı da rafa kalktı.
Sara'nın taç atışından gelen topla...
Sara'nın taç atışından gelen topla...