Kaleye arkası dönük oyuncuya dalıp, sarı kart gören Osayi'den mi
başlayacağız, ya da "Her ligde oynar" dediğimiz
Ferdi'nin ayaklarının birbirine dolaşmasından mı…
Şampiyonlar Ligi'nin en önemli kazanımıydı
G.Saray'ın bu kadar soğukkanlı ve akıllı
kalması. Koşmayı rakibe bırakıp, dar üçgenler ile bir anda
çözüverdiler baskıyı. Kadıköy'de rakibe yüzde 60 topu vermek, bir
derbi maçı için oyun karakteri değil. İrfan Can'ın merkeze alınması
bir hamle. Tutmadığı ortada, 45'i bekleme.
İkinci yarıda orta saha, oyun hakimiyeti Fenerbahçe'de.
İsmail Yüksek'in girmesiyle direnç
arttı çünkü. Ama iki takım da maçı kaybetmemek için
oynuyordu. İsmail Kartal soyunma odasında artık ne dediyse veya
demediyse, orada bu fikri silmiş takımın kafasından. Bu kadar çok
yanlış pas tercihi, kendine güvenden uzak oynayan futbolcu profili,
şut çekerken bile korkanlar… Maçta rekor faul yapılmış. Öyle bir
şey yok. "Başım belaya girmesin" diyen hakem
derbiyi yönetti. Kendini yere atana düdüğü çaldı. Atışları geç
yaptırttı. En pahalı kadrolardan oyun bekleyenlere, yerde...