FENERBAHÇE'NIN, benzerleriyle birlikte girdiği mali krizi, rakam
rakam anlatan bir başkanı var. Geçen yıl genç oyuncular transfer
ettiler olmadı. Takım büyük bir hayal kırıklığı yarattığı gibi,
tribün yaklaşımı da, değişimi desteklemedi. UEFA'nın son kararı,
men cezası vermemesi Ali Koç yönetiminin akıllı hamlesi ve
Fenerbahçe taraftarının kulübünü sahiplenmesinin eseri aslında. 30
milyon Euro'ya yaklaşan bağış ile ligi altıncı bitiren takımını
Şampiyonlar Ligi'ne soktu, geliri kasaya verdi. Bu sezon "sattığın
kadar al" emri var, önümüzdeki sezon "sattığından az al" dediler.
Tek çare "ham meyveyi" bulup, olgunlaştırmakta. Hedef takımsanız,
taraftarınız sabırsızsa, kaliteye yatıracak paranız da yoksa işler
daha da zora giriyor.
Yolda yürürken konuştuğumuz taraftarlar arasında Ersun Yanal'ı eleştirenler var. Geçen sene neden daha çok genç oyuncuya şans vermediğini soruyorlar. Hatta "Onunla olmaz" diyenler de var. Halbu ki; Ersun Hoca işler kötü giderken genç oyuncudan verim alınamayacağını defalarca söyledi. Trabzon'da Yusuf Yazıcı için bir devre beklemişti. Düşme potasından çıkarmak için uğraşırken, beraberliğe bile tahammülü yokken, bu riski alamazdı. Anlatınca, anlamış gibi yapıyor. Sonraki ilk sorusu ise "transfer var mı?" oluyor. "Gençler oynamalı" dediğinizde, takımın kötülüğünden, iyi oynamadığından, etkisiz kaldığından veya kadrodaki oyuncuların yetersizliğinden bahsetmeye başlıyorlar. Kısacası, taraftara "acı çekmesi" gerektiğini anlatamazsınız. Hele Fenerbahçe taraftarının büyük kısmı için böyle bir seçenek dahi yoktur. Hâlâ resmi ürünlere veya kampanyaya yatırdığı paradan bahsedip, "harcasınlar" diye kestirir, atar. Son UEFA kararı ise "yetiştirin" seçeneği veriyor. Bu nedenle Ali Koç-Ersun Yanal ikilisinin taraftarı yeni modele ikna etmesi gerekiyor. Hâlâ şampiyonluktan bahsediyorlar, büyük hata yapıyorlar.
YANAL YETERLİ Mİ?
ERSUN Yanal'ı hep hedef teknik adam olarak gördük. İddialı takımların başına geçti ve kazanmak için gerekli olan detayları anlattı, yapmaya çalıştı. Fenerbahçe'ye şu anda gereken; Manisaspor'un başında Arda Turan, Selçuk İnan, Burak Yılmaz, Caner Erkin veya Hakan Balta'yı parlatan Ersun Yanal'dır. Taraftarın "Çok gol atarak kazanan takım" özlemiyle göreve getirildi. Ama elinde o takım olmadığını söyleyemedi. Sonuç; hayal kırıklığı... Şimdi kendini kanıtlamış oyuncuları var artık. Geçen sezondan pişen 25 yaş altı oyuncuları da var. Bu harman içinde kazanan takımın peşine düşmesi gerektiğini düşünüyor. Bu durumdan taraftar da çok mutlu olacak. Ama bu düzen geliştiren, değer katan ortamı yaratır mı? Tüm Fenerbahçeliler bunun için Koç-Yanal ikilisine alan açmak zorunda. Çünkü "Ne olursa olsun, kazansın" bakışıyla, bugünün 600 milyon Euro'luk borcu oluştu.
MHK'YA TAM NOT
GEÇEN sezonun şampiyonluğu belirleyen ve hakem kararlarının damga vurduğu iki maçı vardı. İkisini de Galatasaray kazandı. Birinde Rize'de, rakip haksız yere 10 kişi bırakıldı, beraberlik golü yanlış penaltı kararından geldi. Hakem Serkan Çınar, VAR uyarılarına rağmen bu düdükleri çaldı. Bülent Yıldırım, Seyrantepe'deki maçta ilk 29 dakika Beşiktaş lehine faul kararı çalamadı. Atmosferin altında kendi de ezildi, Beşiktaş'ı da ezdirdi. Bir önceki sezonun finalinde de Fenerbahçe'nin penaltılarına düdük çalamamıştı. Yeni sezonda bu isimlerin kalması, lige de, hakemliğin bıçak sırtındaki inanılırlığına da büyük zarar verecekti. Çünkü gördüklerini çaldığına inanan kimse kalmadı. Zekeriya Alp'ten başka isimler de beklenebilirdi ama üst düzey kabul edilen hakem sayısında ciddi azalma var. Biraz beklersek kadrosunu yenileyeceğini görürüz.