Tabelayı ele geçirmek aslında maça hükmetmek, sonrasında topun kimde olduğu önemli değil
Maçta çalınan ikinci düdükte hakem orta sahayı işaret ediyordu. Birincisini başlama vuruşu için yapmıştı. Her maçın ayrı hikayesinde Moussa Sow'un destansı sayısı, tüm 90 dakikaya hükmetti.
Mourinho bir Türk atasözü ile kenardan bakıyordu takımına; "Kötüye gitmeye görmesin işin, muhallebi yerken kırılır dişin..." Havalıyım-cıvalıyım; daha 53 yaşındayım derken, "gık" bile dedirtmeden, tabelaya 1-0'ı astılar. Hesaplanamaz veya ön görülemez bir golle grubun en kritik maçına hükmetmeye başladı Fenerbahçe. Aynı vuruşun acısını Süper Lig'de Galatasaray ve Beşiktaş da yaşamıştı ama Moussa'nın maç boyunca yaptığı tek olumlu şeyin, "en önemli şey" olması da futbolun ayrı cilvesi.
Bundan sonrasına baktığımızda istatistikler 70'e 30 United yazıyor. Yani; top hep onların olmuş, hep onlar bir şeyler yapmaya çalışmış ama... Burası çok önemli; "Amayapamamışlar..."
Volkan Demirel'in kalesine gelmeye çalıştılarsa da, çok organize ve konsantre bir defansif anlayış ile karşılaştılar. Mourinho muhtemelen "otobüs çektiler" diyecektir. Kendisinin çokça yaptığı gibi. Tabelayı ele geçirmek aslında maça hükmetmek, sonrasında topun kimde olduğu önemli değil.