Fenerbahçe'yi lig ikinciliğine kadar taşıyan oyuncu kalitesi
değil, ritmidir. Bu saf gerçeği kabul ederek, geçmişi eleştirmek
veya gelecek için düşünmek gerekiyor.
Beşiktaş lig maçındaki eğilmiş oyunu ve mağlubiyeti getiren de
takım olarak 'mücadele' yeteneğini kaybetmeleridir.
Çok kişiden duydum; "Fenerbahçe böyle oynamaz" dediler.
Haklılar da, sahadaki takım Fenerbahçe mi? Geçen sezon da benzer
tartışmaları yaptık. Advocaat'ın, "Takım yetersiz" ifadelerini de
haklı bularak, altını çizdik durumun; "Kulübün düştüğü mali durum,
iyi oyuncuların transferini engellediği gibi, süreç rakiplerin de
kalite olarak Fenerbahçe'nin önüne geçmesine neden oldu" Eğer,
kasada harcayacak para olsaydı veya UEFA yaptırımlarını yine banka
kredileri ile aşmak isteselerdi, zaten Aykut Kocaman'ı da göreve
getirmezlerdi.
İmkansızlıklar içindeki çıkışı, "sıradan oyuncuları" bir takım
haline getirip, performans almayı başardığı için Aykut Hoca'da
gördüler.
Bu kadro ile bu kadar
Bu birlikte üretme ve mücadele etme duygusuyla kazandılar, puanları
topladılar ve zirvedeki yerlerini aldılar. Şampiyonluk, sürecin
nasıl gelişeceğine bağlı. Kadroya bakarsanız olması çok zor. Ama
oyun karakterindeki gelişme hızını düşündüğünüzde, müthiş bir
fikstür avantajı da duruyor önlerinde.
Aykut Kocaman'ı eleştireceğimiz çok yönü veya kararı elbette
var.
Ancak bir konuda camianın yanında olması gerekiyor. Akıllarında
kalan veya bekledikleri kaliteyi taşıyan oyunu, bu kadronun
oynaması mümkün değil? O da bunun farkına vararak, "Ben fizik
gücümle kazanacağım" kararını verdi.
Buna göre de kurgusunu yaptı.
Temeli atılan bir sistem var artık. Geriye kalan bunun gelişmesi.
Transfer yaparak da, daha çok çalışarak da bunu başarabilirler.
İmkansızlıkların içinden "kardelen" gibi çıkan takımı ve
performansı.
Böyle değerlendirsinler.
Valbuena ne zaman oynar?
Sanılıyor ki; Valbuena'y...