F.Bahçe'nin geçen sezondan yansıyan problemlerini çözmek için
bir sportif direktör ve de yeni bir teknik adam göreve getirildi.
İyi oyuncular yüksek fiyata satıldı, genç oyuncular uygun rakamlara
geldi. Ama problemleri çözme görevindekiler, bırakın daha iyiyi,
mevcutların üstüne yenileri ekleyen kararların sahibi oldular.
Herkesin gözü Comolli'nin üstünde ancak Cocu gibi bir 'kibir'
abidesi var ki; sanki bilgisayar oyunundaki gibi, takım üstünde
oynadıkça farklı olabileceğini sanıyor.
Stoper Reyes'i ön liberoda denemek, Topal'ın performansına hakaret
gibi. Ekici ve Valbuena'nın temposuzlukları takım savunmasının
temel sorunlarından biriyken, Ayew ile Slimani'yi de buna
ekledi.
Gencecik Eljif'ten oyunu yönetmesini istiyor. 20 maç sonra belki
olacak ama, şu anda Ekici bile o hazırlıkta değil.
F.Bahçe'nin takım boyu ile ciddi sorunları var. Öne geçtiği maçta,
farkı açması gereken takımın son dakikalarda beraberliği kurtarmaya
uğraşması, Cocu'nun rakiple ilgili de hiçbir hazırlığı olmadığını
gösteriyor.
Mensah, Bilal veya Deniz; hepsi boş alan buldu mu, değerlendiren
futbolcular.
Cocu; topu ağlarda gördüğünde bunu anlayabildi! Maçın özetinde
aslında Kayserispor gibi 'ne yapacağını bilen' bir takım
karşısında, 'ne yapacağı bilinmeyen' bir F.Bahçe'nin sahada olması
var.
Ve bu durumdan şikâyet etme hakkı olmayan tek grup; F.Bahçe
taraftarıdır.
78 gol atan takımdan 'defansif' diye şikayetçi olan onlardı.
Josef-Topal ikilisinden de şikâyetçilerdi. Onları 'memnun' etmek
isteyen Başkan Koç da bu kararı taraftarlık vasfıyla alanlardan.
"Daha geç olmadan" diyeceğim ama kendimi tutuyorum.