Eski hikayelerdendir: Oğlanın yaramazlığı ve saygısızlığı,
babayı bıktırır. "Bundan sonra yaptığın her hata için kapıya bir
çivi çakacaksın" der. Günler sonra çocuk çivilerin kapıyı
kapladığını görür ve utanır.
Oğlunun pişmanlığını gören baba, "Madem ki değişeceksin, yaptığın
her doğrudan sonra bir çivi sök" diye konuşur. Yine günler sonra,
kapının orada buluşurlar, çocuk; "Bak baba, hiç çivi kalmadı" der
gururla.
Baba başını okşar, "Ama bak bakalım kapıya, delik deşik halde"
yorumunu yapar.
Yani; iyi veya kötü tüm yaptıklarımızın izi kalır. Bizim
hikayemizde Arda, "O sözler bana ağır geldi" diye ifade etti, Fatih
Terim ise, "Yaşananlar duruyor ve ihanete uğramış gibi hissettim"
yorumunu yaptı.
Bu gurur ve ego içinde asla dost olamayacaklar ama birlikte
çalışmayı deneyecekler. Bu kavganın belki de en büyük kazancı
budur. Feodal yapıdan, demokrasiye geçiş; kimse birbirini sevmek
zorunda değil ama herkes birbirine saygı duymalı. Görevler tarif
edilir, üste düşen yapılır.