Kazanmanın zorunluluğu ile çıktıkları maçta hiç ummadıkları bir
Kayserispor ile karşılaştılar. Topal'ın dönüşü ile birlikte yine
çift ön libero tercihinden dolayı maçtan önce Advocaat'ın kararını
sorgulasak da, ilk yarım saati gördüğümüzde, doğru bir analiz
yaptığını anladık.
Direnç artıkça üstelik ayağa top oynayarak organize ve hızlı
ataklarla tehdit etmeye başlayınca Kayserispor, Fenerbahçe adına
endişeleri de akıllara soktu. Devre berabere biterken, oyunu ve
sonucu Fenerbahçe'nin nasıl değiştireceğine dair fikir de oluşmadı.
Topal- Souza ikilisinin geçmiş maçların aksine orta sahada hükümsüz
kaldıklarını ekleyerek, Sergen Yalçın'ın ön taraftaki hücum
organizasyonlarını da kelepçelediğini belirtelim. Lens'in sürekli
rahatsız edilmesi, Salih'in oyun kurma becerisinde eksikler
oluşmasıyla, atak aksiyonlarının tek kaynağı beklerin performansı
oldu.
Bu noktada ceza alanına top taşıdılar, skoru değiştirecek
pozisyonlar da yakaladılar. İkinci yarıda topa hakim olmasına
rağmen, hücum aklında ve etkinliğinde sürekli beceri eksiklikleri
yaşadılar.
Farkı yaratması gereken Lens'ti ama temaslı oyun ve yakın markaj
Hollandalı'yı neredeyse "yok" haline getirdi. "Kötü oynadı" diye
düşünenler olabilir ama rakibin tek hücum aklını bloke eden Sergen
Yalçın hamlesi ve Erkan Kaş ile Hakan Aslantaş'ın "adam adama"ları,
Lens'i alternatif olmaktan çıkardı.